Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

EĞİTİM

Şu pandemi dönemi ve arkasından yaşanan depremler sonrası eğitimimiz ne yazık ki istenilen seviyeye ulaşamadı. Uzaktan eğitim diye çıkarılan sistem inanın benim midemi bulandırdı. Ben yıllar yılı öğretmenlik yaptım ama bu durumu o dönemlerde yaşasaydım bir dakika durmaz alanı terk ederdim. Bir öğretmen öğrencisinin gözlerinin içine bakarak eğitim yaparsa, saçına dokunursa, yüreğine işlerse eğitim işte o zaman daha etkin ve daha kaliteli olur. Uzaktan eğitim denen sistem bana göre başarı beklenemeyecek, sadece zamanı tüketecek bir aktiviteden öte gidemez. Torunum lisenin neredeyse bir buçuk yılını uzaktan halletti. Üniversitenin ilk yılının ikinci dönemini de aynı şekilde tamamlamak üzere. Bundan sonra ne olacağını tam bilmediğimiz bir sistem gelecek ve eğitim paydos zilini çalacak. Peki sonra ne olacak. Ne mi olacak, bir işe girmeyi düşündüğünde senin bilgini becerini ve tecrübeni ölçecekler. Eee hepsi yarım.. Ne olacak?.. Özellikle de uygulamalı eğitim yapan bölümlerin öğrencileri hiç pratik yapmadılar. Mesleklerini uygulamalı olarak öğrenmeden hayata atılmış olacaklar. Sonuç eleman var ama başarı mafiş… Gelelim köy okullarına.. Taşımalı sistem geldiği günlerde duruma şiddetle karşı çıktım. Olmaz dedim. Olmamalı dedim. Birincisi köy okulundaki öğrenciler ile şehirdeki öğrencilerin kılık kıyafetleri, davranışları, giyim kuşamları birbirinden apayrı bir manzara yaratıyor. Bunların entegre olmaları hem zaman alacak hem de asla uyum sağlayamayacak şekildedir dedim. Köylerden şehir merkezlerine taşınan öğrencilerin beslenme çantalarında üzeri hafifçe salçalanmış bir dilim ekmek olacak. Belki biraz peynir veya bir yumurta bulunacak. Oysa şehirdeki öğrencilerin çantasında poğaçalar, pastalar, börekler, salam, sosis veya dürümler bulunacak. İki öğrenci yan yana oturduğunda birbirine bakarak yabancılaşacaklar... Dedim. Bir diğer önemli konu ise ulaşım sorunudur. Şehir çocukları evlerinden birkaç adım ötedeki okula zamanında ulaşırken köyden gelenler saatlerce önce kalkıp hazırlanacaklar ve araçlara binerek uzunca bir yol kat edip okullarına ulaşacaklar. Akşam dönüşü yine aynı zorluklar artarak sürecek. Bunun yağmuru var, soğuğu var, karı, var kışı var. Araçlarda (bazılarında) ısıtma sistemi, kalorifer sitemi ve havalandırma noksan. Bazılarında koltuklar seyahate uygun değil ve hatta bir koltuğa iki öğrencinin sığdırıldığı manzaralara da rastlanmaktaydı. Belki benim aklıma şu an gelmeyen çok başka sorunlarda vardır. Bütün bunlar yanlış sistemin, yanlış kararların yaşattığı olumsuzluklardır. Üstüne üstlük her köyde en azından boynu kıravatlı, düzgün giyimli, eğitimli bir öğretmenin varlığı varken o köyü kimlere emanet ettiğimiz aşikardır. Bu nedenle yaşanan tüm olumsuzlukları bertaraf etmek isteyen hali vakti yerinde öğrenci velileri köylerini terk ederek şehirde yaşamayı seçmek zorunda kalmışlardır. Bu tarımın, üretimin yılmaz bekçileri tarlalarını ya ekememişler ya da gelişigüzel ortakçılara vererek tarımdan uzaklaşmışlardır. Basit bir taşımalı eğitimin yaptıklarına bakar mısınız. Ülkeyi ne hallere getiriyor. Halbuki dilimizde tüy bitti. Ülke kalkınmasının temeli EĞİTİM dir. EĞİTİM her zaman her yerde şarttır. Kim ne derse desin ben söylediklerimin her zaman arkasındayım. Ve buradan herkese sesimin duyulduğu her yere ilan ediyorum. Eğer hükümetimiz köy okullarını açacak olursa ben de bu yaşıma rağmen en az bir yıl GÖNÜLLÜ öğretmenlik yapma sözü veriyorum. Ülkemin her hangi bir köyünde çalışmayı taahhüt ediyorum. 24 yılımı köylerde öğretmen olarak tamamlamış biri olarak bir yıl daha çalışırsam 25 yılı da tamamlamış olurum. Hem de o çok sevdiğim, o çok özlediğim güzel öğrencilere hizmet etmiş olurum diyorum. Emekli olalı 25 yıl geçmiş olsa bile fişleri, mevsim tablosunu, tarih şeridini kullanabilecek enerjimin varlığına inanıyorum. Tebeşirle tahtaya dört işlem yapmayı, alıştırmaları ve tahtanın sağ köşesine tarihi sol köşesine dersimiz TÜRKÇE yazmayı becerebileceğimi düşünüyorum. Sabahın ilk buluşmasında ANDIMIZI söylemeyi özlüyorum. Derslere başlamadan dünyadan ve Türkiye’den günlük olayları konuşmayı özlüyorum. Mendilleri çıkartıp tırnakları gözden geçirmeyi özlüyorum. Ödevleri kontrol edip paraflamayı özlüyorum. Haydi, siz de köy okullarını açın da bu özlemlerimiz sona ersin… Son günlerde kulağıma gelen yoğun seslere kulak vermiştim. Yıllarını eğitime adamış bir çok emekli öğretmenimiz var. Bunlardan bir çoğu yaşamlarını bir şekilde kolaylamışlar. İyi kötü bir evleri ve aileleri var. Ama feleğin kıskacına takılmış doğru dürüst bir yaşam imkanı bulamamış, eşi ve çocuklarından ayrı kalmış bir hayli öğretmenimizin olduğunu biliyorum. Devletimizin tıpkı huzur evi tadında yalnız ve kimsesiz öğretmenler için YAŞAM MERKEZLERİ kurmayı planlasalar inanın çok harika olmaz mı. Yurdun yedi bölgesinde yedi öğretmen yaşam evi.. Vallahi bir çok insanın hayır duası alınır ve o elleri öpülesi öğretmenlerimiz de son günlerinde hiç olmaya huzurlu bir yaşam sürebilirler.. Bu düşünüşüme katılıpta yapan olursa ilk etapta ben ellerinden öpmek isterim. Teşekkürlerimi kucak dolusu sunarım. Minnettar olurum.
Ekleme Tarihi: 16 Haziran 2023 - Cuma

EĞİTİM

Şu pandemi dönemi ve arkasından yaşanan depremler sonrası eğitimimiz ne yazık ki istenilen seviyeye ulaşamadı. Uzaktan eğitim diye çıkarılan sistem inanın benim midemi bulandırdı. Ben yıllar yılı öğretmenlik yaptım ama bu durumu o dönemlerde yaşasaydım bir dakika durmaz alanı terk ederdim. Bir öğretmen öğrencisinin gözlerinin içine bakarak eğitim yaparsa, saçına dokunursa, yüreğine işlerse eğitim işte o zaman daha etkin ve daha kaliteli olur. Uzaktan eğitim denen sistem bana göre başarı beklenemeyecek, sadece zamanı tüketecek bir aktiviteden öte gidemez.
Torunum lisenin neredeyse bir buçuk yılını uzaktan halletti. Üniversitenin ilk yılının ikinci dönemini de aynı şekilde tamamlamak üzere. Bundan sonra ne olacağını tam bilmediğimiz bir sistem gelecek ve eğitim paydos zilini çalacak. Peki sonra ne olacak. Ne mi olacak, bir işe girmeyi düşündüğünde senin bilgini becerini ve tecrübeni ölçecekler. Eee hepsi yarım.. Ne olacak?..
Özellikle de uygulamalı eğitim yapan bölümlerin öğrencileri hiç pratik yapmadılar.
Mesleklerini uygulamalı olarak öğrenmeden hayata atılmış olacaklar. Sonuç eleman var ama başarı mafiş…
Gelelim köy okullarına.. Taşımalı sistem geldiği günlerde duruma şiddetle karşı çıktım. Olmaz dedim. Olmamalı dedim. Birincisi köy okulundaki öğrenciler ile şehirdeki öğrencilerin kılık kıyafetleri, davranışları, giyim kuşamları birbirinden apayrı bir manzara yaratıyor. Bunların entegre olmaları hem zaman alacak hem de asla uyum sağlayamayacak şekildedir dedim. Köylerden şehir merkezlerine taşınan öğrencilerin beslenme çantalarında üzeri hafifçe salçalanmış bir dilim ekmek olacak. Belki biraz peynir veya bir yumurta bulunacak. Oysa şehirdeki öğrencilerin çantasında poğaçalar, pastalar, börekler, salam, sosis veya dürümler bulunacak. İki öğrenci yan yana oturduğunda birbirine bakarak yabancılaşacaklar... Dedim.
Bir diğer önemli konu ise ulaşım sorunudur. Şehir çocukları evlerinden birkaç adım ötedeki okula zamanında ulaşırken köyden gelenler saatlerce önce kalkıp hazırlanacaklar ve araçlara binerek uzunca bir yol kat edip okullarına ulaşacaklar. Akşam dönüşü yine aynı zorluklar artarak sürecek. Bunun yağmuru var, soğuğu var, karı, var kışı var. Araçlarda (bazılarında) ısıtma sistemi, kalorifer sitemi ve havalandırma noksan. Bazılarında koltuklar seyahate uygun değil ve hatta bir koltuğa iki öğrencinin sığdırıldığı manzaralara da rastlanmaktaydı. Belki benim aklıma şu an gelmeyen çok başka sorunlarda vardır. Bütün bunlar yanlış sistemin, yanlış kararların yaşattığı olumsuzluklardır. Üstüne üstlük her köyde en azından boynu kıravatlı, düzgün giyimli, eğitimli bir öğretmenin varlığı varken o köyü kimlere emanet ettiğimiz aşikardır. Bu nedenle yaşanan tüm olumsuzlukları bertaraf etmek isteyen hali vakti yerinde öğrenci velileri köylerini terk ederek şehirde yaşamayı seçmek zorunda kalmışlardır. Bu tarımın, üretimin yılmaz bekçileri tarlalarını ya ekememişler ya da gelişigüzel ortakçılara vererek tarımdan uzaklaşmışlardır. Basit bir taşımalı eğitimin yaptıklarına bakar mısınız. Ülkeyi ne hallere getiriyor. Halbuki dilimizde tüy bitti. Ülke kalkınmasının temeli EĞİTİM dir. EĞİTİM her zaman her yerde şarttır.
Kim ne derse desin ben söylediklerimin her zaman arkasındayım. Ve buradan herkese sesimin duyulduğu her yere ilan ediyorum. Eğer hükümetimiz köy okullarını açacak olursa ben de bu yaşıma rağmen en az bir yıl GÖNÜLLÜ öğretmenlik yapma sözü veriyorum. Ülkemin her hangi bir köyünde çalışmayı taahhüt ediyorum. 24 yılımı köylerde öğretmen olarak tamamlamış biri olarak bir yıl daha çalışırsam 25 yılı da tamamlamış olurum. Hem de o çok sevdiğim, o çok özlediğim güzel öğrencilere hizmet etmiş olurum diyorum. Emekli olalı 25 yıl geçmiş olsa bile fişleri, mevsim tablosunu, tarih şeridini kullanabilecek enerjimin varlığına inanıyorum. Tebeşirle tahtaya dört işlem yapmayı, alıştırmaları ve tahtanın sağ köşesine tarihi sol köşesine dersimiz TÜRKÇE yazmayı becerebileceğimi düşünüyorum. Sabahın ilk buluşmasında ANDIMIZI söylemeyi özlüyorum. Derslere başlamadan dünyadan ve Türkiye’den günlük olayları konuşmayı özlüyorum. Mendilleri çıkartıp tırnakları gözden geçirmeyi özlüyorum. Ödevleri kontrol edip paraflamayı özlüyorum.
Haydi, siz de köy okullarını açın da bu özlemlerimiz sona ersin…
Son günlerde kulağıma gelen yoğun seslere kulak vermiştim. Yıllarını eğitime adamış bir çok emekli öğretmenimiz var. Bunlardan bir çoğu yaşamlarını bir şekilde kolaylamışlar. İyi kötü bir evleri ve aileleri var. Ama feleğin kıskacına takılmış doğru dürüst bir yaşam imkanı bulamamış, eşi ve çocuklarından ayrı kalmış bir hayli öğretmenimizin olduğunu biliyorum. Devletimizin tıpkı huzur evi tadında yalnız ve kimsesiz öğretmenler için YAŞAM MERKEZLERİ kurmayı planlasalar inanın çok harika olmaz mı. Yurdun yedi bölgesinde yedi öğretmen yaşam evi.. Vallahi bir çok insanın hayır duası alınır ve o elleri öpülesi öğretmenlerimiz de son günlerinde hiç olmaya huzurlu bir yaşam sürebilirler..
Bu düşünüşüme katılıpta yapan olursa ilk etapta ben ellerinden öpmek isterim. Teşekkürlerimi kucak dolusu sunarım. Minnettar olurum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.