Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

EĞİTİME BAKIŞ

Osmanlı dönemi maarif nazırlarından birinin (isim tam manasıyla doğrulanamıyor) gerek latife ya da gerekse gerçek olarak söylediği bir söz neredeyse yüz yılı aşkındır dillerde dolaşıp gelmiştir; “Şu mektepler olmasa ben bu eğitimi ne güzel idare ederdim” sözü. Doğruluğu tartışılan bu söz söylenmiş veya söylenmemiş, literatürümüze girmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Okulların açıldığı şu günlerde de MİLLİ EĞİTİM sorunlar yumağı olmaya devam etmektedir. Yıllar yılı söylememize rağmen, hani bazılarınca kabul edilen koskoca yaz tatilinde bir şeyler yapılamamış ve okullar açıldıktan sonra gündeme gelen sorunlara çare aranmaktadır. En başta şu gün için tamı tamına 60 bin öğretmene ihtiyaç olduğu söylenmektedir. Bilindiği gibi görev bekleyen 100 bin civarı yetişmiş öğretmenimiz vardır. Hal böyle iken geçmiş dönemlerde sanki yetişmiş öğretmen kıtlığı varmış gibi değişik meslek guruplarından bir çok insanı öğretmenliğe kanalize etmişlerdir. Ziraatçısı, inşaatçısı, mühendisi, ilahiyatçısı ve daha bir çok meslek gurubu dalmışlar milli eğitime. Sanki bunlar yetmiyormuş gibi şimdilerde İMAM’ları da bu kuruma monte etmeye çabalamaktadırlar. Olmaz, olamaz. Kabul edilemez. Bir dizi de sanatçının dediği gibi “hoca camide” dir. Okullarda mesleki formasyonu tam gerçek ÖĞRETMENLER görev almalıdır. Burada üzerinde daha titizlikle durmamız gereken en önemli konu da eğitimin gerçekten MİLLİ olup olmadığının bilinmesidir. Adında adı MİLLİ olan her şey tam anlamıyla milli olmuyor. Bakın Milli Piyango diye anılan kurum milli midir. Artık değildir. Ve Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten milli midir. İktidarların her bakan değişiminden sonra göreve getirdiği insanlar Milli Eğitim’i almışlar kendi felsefelerine göre dizayn etmeye çalışmışlardır. Göreve getirilen bir çok bakan EĞİTİM kökenli değildir. Şu an da görev yapan sayın bakanımız da yine köklü değişikliklere imza atmak üzere girişimlere başlamıştır. Yıllardır uygulanagelen sınıfta kalmayı kaldırıp sınıf tekrarını savunmaktadır. Elbette tartışılır. Doğru yöntem bulunur ama bu okulların açıldığı gün olmamalıdır. Daha önceleri defalarca tekrar ettiğim gibi “ülkemizde kalkınmanın temeli EĞİTİM’dir” prensibinden yola çıkarak gerçekten bir MİLLİ EĞİTİM planlaması yapılmalıdır. Konunun uzmanı yeterli sayıda eğitimci bir araya getirilip sınırsız süre verilerek tamamının mutabık kalacağı, ülke gerçeklerine uyumlu yıllar yılı uygulanabilecek bir MİLLİ EĞİTİM planı yapılmalıdır. Ve bu anayasa gibi akıla estikçe değiştirilmemelidir. Sadece çağa ayak uyduracak gelişmeler dikkate alınmalıdır. Dedik ama kimsenin işine mi gelmedi aklına mı esmedi hiç dikkate alan olmadı. Kaldı ki benim dediğim olsun demiyorum belki daha dahiyane fikirler ortaya çıkar ve ülkemizin MİLLİ EĞİTİM’i ayakları yere basan kalıcı bir çözüme ulaşır. Bakın son günlerde moda olan Uzman Öğretmenlik bile daha yaşını doldurmadan eleştirilerin kaynağı olmuştur. Öğretmen odalarında konu enine boyuna konuşulur haldedir ve zaman zaman espiri konusu olmaktadır. Kimin aklına geldiyse bu uzmanlık öğretmenlerimizde gereksiz bir durum yaratmıştır. Asla doğru bir tercih değildir.. Bana sorulursa bir öğretmen yeterli mesleki formasyona sahip değilse, bu işi yapacak yetenek yoksa, çocukları sevmiyorsa o kişiye bu meslek zaten yaptırılmamalıdır. Bir saatlik TEST ile uzmanlık olmaz. Tam bu noktada önemli bir konuyu da gündemde tutmak isterim. Acilen ÖĞRETMEN OKULLARI yeniden açılmalı. Başlı başına öğretmen yetiştirecek kurumlar oluşturulmalıdır. Eğitime önem vermeyen milletler gelişmeye uzaktırlar. Ve depremlerle tahribata uğramış okullar hızla ve ivedilikle yeniden yapılmalı, korunaklı eğitim yapılmasına imkan sağlanmalı. Dersliklerdeki öğrenci sayıları da makul seviyeler ulaştırılmalıdır. Ve tabiidir ki bu dersliklerin içinde öğrenim gören çocuklar da bizim çocuklarımız olmalıdır. Bütün bu söylediklerime ilaveten TAŞIMALI EĞİTİM’e son verilmelidir. Kapatılan köy okulları yeniden açılmalı ve köylerimiz çocukların cıvıl cıvıl seslerine kavuşmalıdır. Ve tabiidir ki köylerde takım elbiseli, kravatlı, traşlı, güler yüzlü öğretmenlerimizin ayak izleri yeniden hissedilmelidir. Bir zamanlar “kalkınma köyden başlayacak“ diyen siyasilerin söylemleri de yerine getirilmiş olur. Belki abes olacak ama şu öğretmen evleri de daha düzgün çalışmaya ve öğretmenlere hizmet etmeye başlamalıdır. Bir çok yerde dejenerasyona uğramış, çalışmaları askıya alınmış, kimlikleri değiştirilmiş durumdadır. Ne olursunuz öğretmenlerimizi seviyorsanız gelin bu yaraya da neşter vurun. Sorunlar ne biter ne azalır. Çoğalır gider ama bizler bunları çözmek için 24 saat gayretle elimizde kalem, aklımızda EĞİTİM olmak üzere çalışmalarımıza ara vermeden gayretle devam etmeliyiz. Bizleri her türlü sıkıntıdan EĞİTİM çıkaracaktır.
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2023 - Salı

EĞİTİME BAKIŞ

Osmanlı dönemi maarif nazırlarından birinin (isim tam manasıyla doğrulanamıyor) gerek latife ya da gerekse gerçek olarak söylediği bir söz neredeyse yüz yılı aşkındır dillerde dolaşıp gelmiştir; “Şu mektepler olmasa ben bu eğitimi ne güzel idare ederdim” sözü. Doğruluğu tartışılan bu söz söylenmiş veya söylenmemiş, literatürümüze girmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Okulların açıldığı şu günlerde de MİLLİ EĞİTİM sorunlar yumağı olmaya devam etmektedir. Yıllar yılı söylememize rağmen, hani bazılarınca kabul edilen koskoca yaz tatilinde bir şeyler yapılamamış ve okullar açıldıktan sonra gündeme gelen sorunlara çare aranmaktadır.
En başta şu gün için tamı tamına 60 bin öğretmene ihtiyaç olduğu söylenmektedir. Bilindiği gibi görev bekleyen 100 bin civarı yetişmiş öğretmenimiz vardır. Hal böyle iken geçmiş dönemlerde sanki yetişmiş öğretmen kıtlığı varmış gibi değişik meslek guruplarından bir çok insanı öğretmenliğe kanalize etmişlerdir. Ziraatçısı, inşaatçısı, mühendisi, ilahiyatçısı ve daha bir çok meslek gurubu dalmışlar milli eğitime.
Sanki bunlar yetmiyormuş gibi şimdilerde İMAM’ları da bu kuruma monte etmeye çabalamaktadırlar. Olmaz, olamaz. Kabul edilemez. Bir dizi de sanatçının dediği gibi “hoca camide” dir. Okullarda mesleki formasyonu tam gerçek ÖĞRETMENLER görev almalıdır.
Burada üzerinde daha titizlikle durmamız gereken en önemli konu da eğitimin gerçekten MİLLİ olup olmadığının bilinmesidir. Adında adı MİLLİ olan her şey tam anlamıyla milli olmuyor. Bakın Milli Piyango diye anılan kurum milli midir. Artık değildir. Ve Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten milli midir. İktidarların her bakan değişiminden sonra göreve getirdiği insanlar Milli Eğitim’i almışlar kendi felsefelerine göre dizayn etmeye çalışmışlardır. Göreve getirilen bir çok bakan EĞİTİM kökenli değildir. Şu an da görev yapan sayın bakanımız da yine köklü değişikliklere imza atmak üzere girişimlere başlamıştır. Yıllardır uygulanagelen sınıfta kalmayı kaldırıp sınıf tekrarını savunmaktadır. Elbette tartışılır. Doğru yöntem bulunur ama bu okulların açıldığı gün olmamalıdır.
Daha önceleri defalarca tekrar ettiğim gibi “ülkemizde kalkınmanın temeli EĞİTİM’dir” prensibinden yola çıkarak gerçekten bir MİLLİ EĞİTİM planlaması yapılmalıdır. Konunun uzmanı yeterli sayıda eğitimci bir araya getirilip sınırsız süre verilerek tamamının mutabık kalacağı, ülke gerçeklerine uyumlu yıllar yılı uygulanabilecek bir MİLLİ EĞİTİM planı yapılmalıdır. Ve bu anayasa gibi akıla estikçe değiştirilmemelidir. Sadece çağa ayak uyduracak gelişmeler dikkate alınmalıdır. Dedik ama kimsenin işine mi gelmedi aklına mı esmedi hiç dikkate alan olmadı. Kaldı ki benim dediğim olsun demiyorum belki daha dahiyane fikirler ortaya çıkar ve ülkemizin MİLLİ EĞİTİM’i ayakları yere basan kalıcı bir çözüme ulaşır.
Bakın son günlerde moda olan Uzman Öğretmenlik bile daha yaşını doldurmadan eleştirilerin kaynağı olmuştur. Öğretmen odalarında konu enine boyuna konuşulur haldedir ve zaman zaman espiri konusu olmaktadır. Kimin aklına geldiyse bu uzmanlık öğretmenlerimizde gereksiz bir durum yaratmıştır. Asla doğru bir tercih değildir.. Bana sorulursa bir öğretmen yeterli mesleki formasyona sahip değilse, bu işi yapacak yetenek yoksa, çocukları sevmiyorsa o kişiye bu meslek zaten yaptırılmamalıdır. Bir saatlik TEST ile uzmanlık olmaz. Tam bu noktada önemli bir konuyu da gündemde tutmak isterim. Acilen ÖĞRETMEN OKULLARI yeniden açılmalı. Başlı başına öğretmen yetiştirecek kurumlar oluşturulmalıdır. Eğitime önem vermeyen milletler gelişmeye uzaktırlar.
Ve depremlerle tahribata uğramış okullar hızla ve ivedilikle yeniden yapılmalı, korunaklı eğitim yapılmasına imkan sağlanmalı. Dersliklerdeki öğrenci sayıları da makul seviyeler ulaştırılmalıdır. Ve tabiidir ki bu dersliklerin içinde öğrenim gören çocuklar da bizim çocuklarımız olmalıdır.
Bütün bu söylediklerime ilaveten TAŞIMALI EĞİTİM’e son verilmelidir. Kapatılan köy okulları yeniden açılmalı ve köylerimiz çocukların cıvıl cıvıl seslerine kavuşmalıdır. Ve tabiidir ki köylerde takım elbiseli, kravatlı, traşlı, güler yüzlü öğretmenlerimizin ayak izleri yeniden hissedilmelidir. Bir zamanlar “kalkınma köyden başlayacak“ diyen siyasilerin söylemleri de yerine getirilmiş olur.
Belki abes olacak ama şu öğretmen evleri de daha düzgün çalışmaya ve öğretmenlere hizmet etmeye başlamalıdır. Bir çok yerde dejenerasyona uğramış, çalışmaları askıya alınmış, kimlikleri değiştirilmiş durumdadır. Ne olursunuz öğretmenlerimizi seviyorsanız gelin bu yaraya da neşter vurun.
Sorunlar ne biter ne azalır. Çoğalır gider ama bizler bunları çözmek için 24 saat gayretle elimizde kalem, aklımızda EĞİTİM olmak üzere çalışmalarımıza ara vermeden gayretle devam etmeliyiz.
Bizleri her türlü sıkıntıdan EĞİTİM çıkaracaktır.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
mehmet akif erdoğru
(30.09.2023 20:36 - #304)
Gayet güzel tespit ve öneriler. Milli Eğitimle bu kadar oynanmamalı.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
mehmet akif erdoğru
(30.09.2023 20:36 - #305)
Gayet güzel tespit ve öneriler. Milli Eğitimle bu kadar oynanmamalı.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.