Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

POŞET

Yeni bir yıla yaklaşıyoruz. Onu karşılamak için bir çok yasalarda değişiklikler yapıldı. Hepsi insanlarımızın daha mutlu ve sağlıklı yaşaması için alınacak önlemlere ait yasalar, yönetmelikler. Hepsinin kendi alanında mutlaka bir önemi var. Hükümetimiz göreve geldiği günden bu güne umulmadık alanlarda yeni yasa ve yönetmelikler çıkararak yaşamımıza yön veriyor. Bunlardan ilk aklıma geliveren TUZ yönetmeliği. Ekmekte tuzun gramajına el koyarak vücudumuza aşırı miktarda tuz girmesini önlediler. Ve daha ötesi lokantalarda restoranlarda masalardan tuzlukların kalkmasını sağlayarak insanların tuzdan zarar görmesini önlediler. Kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayarak içmeyenlerin zehirlenmesini önlediler. Bu arada yapılan istatistiklere göre sigara satışlarının azaldığını da sevinerek ilan ettiler. İlk bakışta sonuçlar güzeldi. Ama kaçak sigara satışını kontrol altına alamadıkları için sigara satışları düşmüş görünmesine rağmen sigara içenlerin sayısı çoğaldı ve aynı zamanda sigara içme yaşı da birkaç basamak aşağılara indi. Alkol satışlarına kontrol geldi. 8 yaşından küçüklere alkol satışı yasaklandı ama zeki TÜRK milleti hizmeti evlere taşıyarak hem satışı hem saat kontrolünü bir çırpıda yerle yeksan etti. Gece saat 22.00'den sonra alkol ve alkol ürünleri satışı yasaklandı ama tekelciler telefon trafiği kurarak alkollü içicilerin ayağına götürerek bu yasağı da deldi. Restoran ve kahvelerde sigara içilmeyecekti. Ne var ki o da tutmadı. Etraflarını birkaç metrelik naylon ile çevirip “sigara içilebilen” alanlar yarattı insanlarımız. ”BURADA SİGARA İÇMENİN CEZASI 65 TL.” yazıları görüntü olmaktan öte gidemedi. Kurban bayramı geldiğinde “kurban kesme alanları” tahsis edildi. Ne var ki yıllar yılı alanlarda kan gölleri yaratılmasının önüne geçilemedi. Kış mevsiminin gelmesiyle akıllara gelen “kaçak kömür” yakımı önlemleri önceleri sert tedbirler alınarak önlenmeye çalışıldı ama sonradan kömürün de çuvala girmesi ile bu işte de çuvallandık.. Bacalardan kara dumanlar çıkmaya devam etti. Bu tedbirlerden en son olanı da POŞET oldu. Çıkarılan yönetmelikle yeni yılda marketler poşetleri artık para ile satacaklar. Bunu hangi amaçla yaptıklarını inanın ben anlayamadım. Naylonunun tabiatın ekolojik dengesini bozduğunu savunarak yaptılarsa.. vallahi doğru değil. Zira satışı önlemediler ve para ile satış yapılarak aynı dengenin bozulmasına devam ediliyor demektir. Başka amaçla yaptılarsa onu da anlamakta zorlandığımı belirtmek isterim. Şöyle basit bir düşünüşle poşet ne getirir ne götürür diye düşündüm. Sayıları neredeyse 10 binlere yaklaşan bir alışveriş merkezine günde 100 müşteri gelse 10 bin mağazaya 1.000.000 müşteri uğrayacak demektir. Bunlara tanesi 25 kuruştan poşet sattığınızı var sayalım.. Vay anasına.. sadece poşetten kasaya girecek paraya bakın artık. Satıştan gelecekler daha hesaba katılmadan nerelere ulaşıyor. Şimdi hangi amaç için yapıldığını şöyle derinlemesine bir düşünün bakalım.. Siz hangi kanıya varacaksınız. Ki bu yöntemi daha önceleri bazı marketler uygulamaya sokmuşlar ve ürettikleri poşetleri satıyorlardı. Ne kadar başarılı oldukları konusu biraz şüpheli gibi. Burada amaç tabiatın dengesini korumak adına NAYLON poşetleri ortadan kaldırmak amaçlanıyor ise, gerçekten doğru kabul ederim işte o zaman kağıt ambalajlara dönülmesi en mantıklısı olur. Ve hatta atalarımızın zaman içinde kullandıkları FİLE daha da doğru bir yaklaşım olur.. Kese kağıdı kullanımını da özendirmek de bir bakıma yarar getirir. Her ne kadar KAĞIT ülkemizde fiyatı en çok ve en hızlı artan bir ürün olsa da medeniyet kağıt kullanımıyla doğru orantılı olduğundan kese kağıdı kullanmayı da düşünmeliyiz. Gerçi bu kez de bazı aklı evveller onun darasını bile aldırırlar ama ne yapacaksın.. Yaşam böyle… YASAKLAR her zaman doğru hareketlere ulaştırmaz. Onun için atalarımızdan ödünç aldığımız bu dünyayı çocuklarımıza doğru dürüst teslim edebilmek için doğru kullanmaya özen göstermeliyiz. Yaşamımızın her evresinde kullandığımız NAYLON kullanımına daima DİKKAT etmeliyiz. Kullandığımız KİMYASALLARI gelişigüzel sağa sola atmamalıyız. Yaşamımızın en hayati ihtiyaç maddelerinden biri olan suyu gelişigüzel kullanıp boşa harcamadan değerlendirmeliyiz. Yani kısacası aklımıza ne gelirse har vurup harman savurmadan ve arkasından gelebilecek kötülükleri-felaketleri gözardı etmeden ve de her şeyin KIYMETİNİ bilerek kullanmalıyız. Poşet deyip geçmeyin.. Damlaya damlaya göl oluveriyor. Haydi!!!! sepetlere, filelere dönelim. Gerçi o eski sepet örenler kalmadı ama, file örebilecek insanlarımız hala vardır diye umut ediyorum.. Ya da bunları bulamayız diyorsanız evlerde kullanılmayan parça kumaşlardan kendinize küçük kesecikler imal ettirin, atın pantolonunuzun arka cebine çarşıda pazarda ihtiyaç olduğunda 25 kuruş verip naylon poşet alacağınıza onu kullanırsınız. Belki, sizden görüp özenirler ve kabul görür, herkes tarafından kullanılmaya başlarız. Hem poşetten hem paradan tasarruf ederiz… Ne dersiniz.. 
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2018 - Salı

POŞET

Yeni bir yıla yaklaşıyoruz. Onu karşılamak için bir çok yasalarda değişiklikler yapıldı. Hepsi insanlarımızın daha mutlu ve sağlıklı yaşaması için alınacak önlemlere ait yasalar, yönetmelikler. Hepsinin kendi alanında mutlaka bir önemi var. Hükümetimiz göreve geldiği günden bu güne umulmadık alanlarda yeni yasa ve yönetmelikler çıkararak yaşamımıza yön veriyor.
Bunlardan ilk aklıma geliveren TUZ yönetmeliği. Ekmekte tuzun gramajına el koyarak vücudumuza aşırı miktarda tuz girmesini önlediler. Ve daha ötesi lokantalarda restoranlarda masalardan tuzlukların kalkmasını sağlayarak insanların tuzdan zarar görmesini önlediler.
Kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayarak içmeyenlerin zehirlenmesini önlediler.
Bu arada yapılan istatistiklere göre sigara satışlarının azaldığını da sevinerek ilan ettiler. İlk bakışta sonuçlar güzeldi.
Ama kaçak sigara satışını kontrol altına alamadıkları için sigara satışları düşmüş görünmesine rağmen sigara içenlerin sayısı çoğaldı ve aynı zamanda sigara içme yaşı da birkaç basamak aşağılara indi. Alkol satışlarına kontrol geldi. 8 yaşından küçüklere alkol satışı yasaklandı ama zeki TÜRK milleti hizmeti evlere taşıyarak hem satışı hem saat kontrolünü bir çırpıda yerle yeksan etti. Gece saat 22.00'den sonra alkol ve alkol ürünleri satışı yasaklandı ama tekelciler telefon trafiği kurarak alkollü içicilerin ayağına götürerek bu yasağı da deldi.
Restoran ve kahvelerde sigara içilmeyecekti. Ne var ki o da tutmadı. Etraflarını birkaç metrelik naylon ile çevirip “sigara içilebilen” alanlar yarattı insanlarımız. ”BURADA SİGARA İÇMENİN CEZASI 65 TL.” yazıları görüntü olmaktan öte gidemedi.
Kurban bayramı geldiğinde “kurban kesme alanları” tahsis edildi. Ne var ki yıllar yılı alanlarda kan gölleri yaratılmasının önüne geçilemedi. Kış mevsiminin gelmesiyle akıllara gelen “kaçak kömür” yakımı önlemleri önceleri sert tedbirler alınarak önlenmeye çalışıldı ama sonradan kömürün de çuvala girmesi ile bu işte de çuvallandık.. Bacalardan kara dumanlar çıkmaya devam etti.
Bu tedbirlerden en son olanı da POŞET oldu. Çıkarılan yönetmelikle yeni yılda marketler poşetleri artık para ile satacaklar. Bunu hangi amaçla yaptıklarını inanın ben anlayamadım. Naylonunun tabiatın ekolojik dengesini bozduğunu savunarak yaptılarsa.. vallahi doğru değil. Zira satışı önlemediler ve para ile satış yapılarak aynı dengenin bozulmasına devam ediliyor demektir. Başka amaçla yaptılarsa onu da anlamakta zorlandığımı belirtmek isterim. Şöyle basit bir düşünüşle poşet ne getirir ne götürür diye düşündüm. Sayıları neredeyse 10 binlere yaklaşan bir alışveriş merkezine günde 100 müşteri gelse 10 bin mağazaya 1.000.000 müşteri uğrayacak demektir. Bunlara tanesi 25 kuruştan poşet sattığınızı var sayalım.. Vay anasına.. sadece poşetten kasaya girecek paraya bakın artık. Satıştan gelecekler daha hesaba katılmadan nerelere ulaşıyor. Şimdi hangi amaç için yapıldığını şöyle derinlemesine bir düşünün bakalım.. Siz hangi kanıya varacaksınız. Ki bu yöntemi daha önceleri bazı marketler uygulamaya sokmuşlar ve ürettikleri poşetleri satıyorlardı. Ne kadar başarılı oldukları konusu biraz şüpheli gibi.
Burada amaç tabiatın dengesini korumak adına NAYLON poşetleri ortadan kaldırmak amaçlanıyor ise, gerçekten doğru kabul ederim işte o zaman kağıt ambalajlara dönülmesi en mantıklısı olur. Ve hatta atalarımızın zaman içinde kullandıkları FİLE daha da doğru bir yaklaşım olur.. Kese kağıdı kullanımını da özendirmek de bir bakıma yarar getirir. Her ne kadar KAĞIT ülkemizde fiyatı en çok ve en hızlı artan bir ürün olsa da medeniyet kağıt kullanımıyla doğru orantılı olduğundan kese kağıdı kullanmayı da düşünmeliyiz. Gerçi bu kez de bazı aklı evveller onun darasını bile aldırırlar ama ne yapacaksın.. Yaşam böyle…
YASAKLAR her zaman doğru hareketlere ulaştırmaz. Onun için atalarımızdan ödünç aldığımız bu dünyayı çocuklarımıza doğru dürüst teslim edebilmek için doğru kullanmaya özen göstermeliyiz. Yaşamımızın her evresinde kullandığımız NAYLON kullanımına daima DİKKAT etmeliyiz. Kullandığımız KİMYASALLARI gelişigüzel sağa sola atmamalıyız. Yaşamımızın en hayati ihtiyaç maddelerinden biri olan suyu gelişigüzel kullanıp boşa harcamadan değerlendirmeliyiz. Yani kısacası aklımıza ne gelirse har vurup harman savurmadan ve arkasından gelebilecek kötülükleri-felaketleri gözardı etmeden ve de her şeyin KIYMETİNİ bilerek kullanmalıyız. Poşet deyip geçmeyin.. Damlaya damlaya göl oluveriyor.
Haydi!!!! sepetlere, filelere dönelim. Gerçi o eski sepet örenler kalmadı ama, file örebilecek insanlarımız hala vardır diye umut ediyorum.. Ya da bunları bulamayız diyorsanız evlerde kullanılmayan parça kumaşlardan kendinize küçük kesecikler imal ettirin, atın pantolonunuzun arka cebine çarşıda pazarda ihtiyaç olduğunda 25 kuruş verip naylon poşet alacağınıza onu kullanırsınız. Belki, sizden görüp özenirler ve kabul görür, herkes tarafından kullanılmaya başlarız. Hem poşetten hem paradan tasarruf ederiz… Ne dersiniz.. 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.