Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

SU HAYATTIR

Üç tarafı denizlerle çevrili, her köşesi nakış nakış nehirlerle örülü, tepeleri ap appacık karlarla dolu güzel yurdum. Sen benzeri bulunmaz bir ülkesin biliyorsun değil mi? Ama bizler seni hor kullanmaya ve değerini tam anlamıyla bilemeden yaşamaya devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesi cennet, her köşesi güzel, toprağı altın. Dağlarından bal ovalarından yağ akan güzel ülkem seni sevmeyi asla bırakmayacağız. Bu anlamda çiftçimize, tarımla uğraşanlarımıza destek devamlı olarak sürmeli. Dedelerimizden devraldığımız bu güzel yurdumuzu çocuklarımıza yaşanacak bir ortam olarak bırakmalıyız. Ve “Su Hayattır” diyoruz. İnsanoğlunun yaşaması için gerekli olan hava ve sudur. Olmazsa olmazımızdır. Kışın yağan kar-yağmur yazın bizlere billur gibi su olarak dönmektedir. Banazımız da bu konuda oldukça şanslıdır. Eteklerinde yaşadığımız Murat Dağı bize dört bir taraftan akan sularıyla yaşama tutunmamıza yardımcı olmuştur. Adını ilçemizden alan Banaz çayı bize adeta hayat vermiştir. Gerek içme ve gerekse sulama konusunda yaz kış demeden bizleri beslemiştir. Islah edilmediği yıllarda zaman zaman sel felaketiyle karşılaşmış olsak da o hep bize faydalı olmuştur. Dünyanın da dörtte üçü sudur. Canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan su. Kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir.. Renksiz olarak bilinmesine karşılık bazen gözümüze masmavi görünmektedir. Suyun sıvı, katı ve gaz hallerinde bulunması yaşamımız için katkı sağlamaktadır. Çaylar, dereler, göller, göletler, denizler ve okyanuslar içinde bulundurduğu balık ve sayısız deniz canlılarıyla yaşamımızı sürdürmede en büyük besin kaynaklarımızdır. Karadenizlilerin “denizden babam çıksa yerim” dediği gibi sayıları binlere ulaşan çeşidiyle sofralarımızda yerini almaktadır. Bir çok ülke geçimini balıkçılık ile idame ettirmektedir. Bizim ülkemizin üç tarafı deniz olmasına rağmen kişi başına yıllık 5 kg. yakın balık tükettiğimiz gerçeği de ortadadır. Bunu kısa sürede aşmak devlet politikalarımız içerisinde yerini almalıdır. Farkındasınızdır. Şöyle 30-40 yıl öncesine baktığınızda ilçemizde Banaz Çayımızdan başka akarsuyumuz yok idi. Hep ondan medet ummaktaydık. O da Murat Dağı’ndan doğar Menderes ile birlikte Ege Denizi’ne ulaşmak için aktıkça akar idi. İşte son yıllarda bu çayımızı besleyen kaynaklar göletlere dönüştürülerek çiftçimize sulama aşamasında yardımcı olmaya başladı. Kozviran Göleti bunlardan ilkidir. Sonrasında Kızılhisar, Kuşdemir, Baltalı, Dümenler, Yenice, Kızılcasöğüt’e yapılan göletler hem çiftçimizin hem de balıkçıların yüzünü güldürdü. Yediden yetmişe insanlarımız hem vakit geçirmek, hem piknik yapma ve de becerisi olanlarımız da balık tutarak buralardan yararlandılar. Yine yıllar öncesinde meşrubat pazarlama işinde çalışırken Aydın’dan bir pazarlamacı işyerimize geldi. Selam sohbetten sonra buraya “damacana suyu pazarlama” için geldiğini belirtti. Gülümsedik; “siz Banaz’ı biliyor musunuz?” dedik. O da gülümsedi, “Bilmez miyim, hem de iyi araştırdım”.. Dedik ki; “o halde niçin geldiniz. Bizim Murat Dağımızdan çıkan gürül gürül akan bir çokrağan suyumuz var ki sizlerin ve tüm markaların ağzını kırar” dedik. Ve bayilik teklifini reddettik. Ama gel gör ki yaşanan olumsuzluklar çıkan dedikodular sonrasında şimdilerde bakıyorum da damacana suyu kullanmayan ev kalmamış. Ve tabi ki damacanaların fiyatlarının arşa ulaşmaya başladığı şu günlerde dağlardaki membalardan, çevredeki çeşmelerden akın akın su doldurmaya gidenler çoğalmış .Siz bir de bizim gibi yemyeşil bir ilçede ve akarsuyu olan bir yerleşke de susuz kalabileceğimizi hayal ediyor musunuz?.. Çocukluk yıllarımızda dağlarda dolaşırken susadığımız anlarda bulduğumuz pınarlarda kana kana içtiğimiz suları anımsadığımda ve pınarlarda su üzerindeki böcekleri elimizle kenara itip diz çökerek su içtiğimizi unutur muyuz. Karlı günlerde ava gidenlerin suyu tükendiğinde karları eritip içtiğini unutur muyuz. Tulumbalardan su çıkartarak bakraçlarımızı doldurduğumuzu unutur muyuz. Mahallelerimizde bulunan kuyulardan tahta bakraçlarla su çektiğimizi unutur muyuz. Ve sonraki yıllarda evlerimizden akan pırıl pırıl terkos sularını unutur muyuz. Ve sonrasında bol bolamat bulduğumuz terkos sularıyla bahçemizi suladığımızı, arabamızı yıkadığımızı ve bazen de zabıtaların geceleri gelip hortumlarımızı toplayıp gittiğini unutur muyuz?.. Unutmuyoruz desekte bazen unutuveriyoruz. Suyu boşa harcadığımızı unutuyoruz. Boşa akan suların geleceğimiz karartacağını unutuyoruz. Elimizi yıkarken boşa harcadığımız suyun ne kadar önemli olduğunu unutuveriyoruz. Banyo yaparken tas tas dökündüğümüz suyu unutuveriyoruz. Banaz Çayı’nda çamaşır yıkayan kadınlarımızı çok gördüm. Ama şimdi terkoslarla yıkanan çamaşırların, makinalarda ne kadar çok su harcandığını unutuyoruz. Artık bu konuda da akıllanmalıyız. Suyu boşa harcamanın geleceğimizi karartacağını UNUTMAMALIYIZ. Şimdilerde muslukların sensörlü olmasıyla belki de boşa akan suların azaldığına şahit olacağız. Biz hayatı seviyoruz. Hayatta bizi sevsin istiyorsanız SU HAYATTIR. Unutmayalım...
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2022 - Salı

SU HAYATTIR

Üç tarafı denizlerle çevrili, her köşesi nakış nakış nehirlerle örülü, tepeleri ap appacık karlarla dolu güzel yurdum. Sen benzeri bulunmaz bir ülkesin biliyorsun değil mi? Ama bizler seni hor kullanmaya ve değerini tam anlamıyla bilemeden yaşamaya devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesi cennet, her köşesi güzel, toprağı altın. Dağlarından bal ovalarından yağ akan güzel ülkem seni sevmeyi asla bırakmayacağız. Bu anlamda çiftçimize, tarımla uğraşanlarımıza destek devamlı olarak sürmeli. Dedelerimizden devraldığımız bu güzel yurdumuzu çocuklarımıza yaşanacak bir ortam olarak bırakmalıyız.
Ve “Su Hayattır” diyoruz. İnsanoğlunun yaşaması için gerekli olan hava ve sudur. Olmazsa olmazımızdır. Kışın yağan kar-yağmur yazın bizlere billur gibi su olarak dönmektedir. Banazımız da bu konuda oldukça şanslıdır.
Eteklerinde yaşadığımız Murat Dağı bize dört bir taraftan akan sularıyla yaşama tutunmamıza yardımcı olmuştur. Adını ilçemizden alan Banaz çayı bize adeta hayat vermiştir. Gerek içme ve gerekse sulama konusunda yaz kış demeden bizleri beslemiştir. Islah edilmediği yıllarda zaman zaman sel felaketiyle karşılaşmış olsak da o hep bize faydalı olmuştur.
Dünyanın da dörtte üçü sudur. Canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan su. Kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir.. Renksiz olarak bilinmesine karşılık bazen gözümüze masmavi görünmektedir. Suyun sıvı, katı ve gaz hallerinde bulunması yaşamımız için katkı sağlamaktadır.
Çaylar, dereler, göller, göletler, denizler ve okyanuslar içinde bulundurduğu balık ve sayısız deniz canlılarıyla yaşamımızı sürdürmede en büyük besin kaynaklarımızdır. Karadenizlilerin “denizden babam çıksa yerim” dediği gibi sayıları binlere ulaşan çeşidiyle sofralarımızda yerini almaktadır. Bir çok ülke geçimini balıkçılık ile idame ettirmektedir. Bizim ülkemizin üç tarafı deniz olmasına rağmen kişi başına yıllık 5 kg. yakın balık tükettiğimiz gerçeği de ortadadır. Bunu kısa sürede aşmak devlet politikalarımız içerisinde yerini almalıdır.
Farkındasınızdır. Şöyle 30-40 yıl öncesine baktığınızda ilçemizde Banaz Çayımızdan başka akarsuyumuz yok idi. Hep ondan medet ummaktaydık. O da Murat Dağı’ndan doğar Menderes ile birlikte Ege Denizi’ne ulaşmak için aktıkça akar idi. İşte son yıllarda bu çayımızı besleyen kaynaklar göletlere dönüştürülerek çiftçimize sulama aşamasında yardımcı olmaya başladı. Kozviran Göleti bunlardan ilkidir. Sonrasında Kızılhisar, Kuşdemir, Baltalı, Dümenler, Yenice, Kızılcasöğüt’e yapılan göletler hem çiftçimizin hem de balıkçıların yüzünü güldürdü. Yediden yetmişe insanlarımız hem vakit geçirmek, hem piknik yapma ve de becerisi olanlarımız da balık tutarak buralardan yararlandılar.
Yine yıllar öncesinde meşrubat pazarlama işinde çalışırken Aydın’dan bir pazarlamacı işyerimize geldi. Selam sohbetten sonra buraya “damacana suyu pazarlama” için geldiğini belirtti. Gülümsedik; “siz Banaz’ı biliyor musunuz?” dedik. O da gülümsedi, “Bilmez miyim, hem de iyi araştırdım”.. Dedik ki; “o halde niçin geldiniz. Bizim Murat Dağımızdan çıkan gürül gürül akan bir çokrağan suyumuz var ki sizlerin ve tüm markaların ağzını kırar” dedik. Ve bayilik teklifini reddettik. Ama gel gör ki yaşanan olumsuzluklar çıkan dedikodular sonrasında şimdilerde bakıyorum da damacana suyu kullanmayan ev kalmamış. Ve tabi ki damacanaların fiyatlarının arşa ulaşmaya başladığı şu günlerde dağlardaki membalardan, çevredeki çeşmelerden akın akın su doldurmaya gidenler çoğalmış .Siz bir de bizim gibi yemyeşil bir ilçede ve akarsuyu olan bir yerleşke de susuz kalabileceğimizi hayal ediyor musunuz?..
Çocukluk yıllarımızda dağlarda dolaşırken susadığımız anlarda bulduğumuz pınarlarda kana kana içtiğimiz suları anımsadığımda ve pınarlarda su üzerindeki böcekleri elimizle kenara itip diz çökerek su içtiğimizi unutur muyuz. Karlı günlerde ava gidenlerin suyu tükendiğinde karları eritip içtiğini unutur muyuz. Tulumbalardan su çıkartarak bakraçlarımızı doldurduğumuzu unutur muyuz. Mahallelerimizde bulunan kuyulardan tahta bakraçlarla su çektiğimizi unutur muyuz. Ve sonraki yıllarda evlerimizden akan pırıl pırıl terkos sularını unutur muyuz. Ve sonrasında bol bolamat bulduğumuz terkos sularıyla bahçemizi suladığımızı, arabamızı yıkadığımızı ve bazen de zabıtaların geceleri gelip hortumlarımızı toplayıp gittiğini unutur muyuz?..
Unutmuyoruz desekte bazen unutuveriyoruz. Suyu boşa harcadığımızı unutuyoruz. Boşa akan suların geleceğimiz karartacağını unutuyoruz. Elimizi yıkarken boşa harcadığımız suyun ne kadar önemli olduğunu unutuveriyoruz. Banyo yaparken tas tas dökündüğümüz suyu unutuveriyoruz.
Banaz Çayı’nda çamaşır yıkayan kadınlarımızı çok gördüm. Ama şimdi terkoslarla yıkanan çamaşırların, makinalarda ne kadar çok su harcandığını unutuyoruz. Artık bu konuda da akıllanmalıyız. Suyu boşa harcamanın geleceğimizi karartacağını UNUTMAMALIYIZ.
Şimdilerde muslukların sensörlü olmasıyla belki de boşa akan suların azaldığına şahit olacağız. Biz hayatı seviyoruz. Hayatta bizi sevsin istiyorsanız SU HAYATTIR. Unutmayalım...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.