Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

VE.....

Önemli bir günü daha geride bıraktık.. Türkiye seçimini yaptı. 58 milyon seçmenden 48 milyonu oyunu kullandı. Ve oranı küçük bile olsa “EVET” tercihi referandumu kazandı. Kim ne derse desin kazanan daima haklıdır. Aradaki hatalar, kusurlar, yanlışlar zaman içinde yerini doğrulara bırakacaktır. Bize düşen bu uzun ve meşakkatli yolda üzerimize düşeni hakkıyla yapmak ve demokrasiden asla vazgeçmeyerek yola devam etmektir. Bu seçimin galibi, mağlubu olmaz, olmamalı, birileri yendik deyip naralar atmamalı, birileri yenildik diye içinden intikam duyguları taşımamalı. Netice olarak TÜRKİYE bir TERCİH yapmıştır. Bana göre yapılan bu tercih yeterli değildir. Zira çok önem verdiğim ANAYASA değişikliği toplumun daha fazla kesimince kabul edilmeliydi. Yani 80'lere ulaşan bir orana ulaşmalıydı. Şimdi neredeyse iki seçmenden biri değişiklikleri kabullenemiyor. Bunu söylemekle çıkan sonuca itirazımız yok. Elbette bir oy bile hangi tarafı öne geçirecekse o artık kabulümüzdür deriz. Eğer seçim sürecinde ve oy kullanma esnasında ve sayımlar sırasında bir hata yapılmışsa ve bu kanıtlanırsa, sonuçlar doğrulanır ve onaylanırsa işte o an süreç sona ermiş deriz. Yapılanları medyadan izlediğimiz kadarıyla eğer doğruysa kabullenemiyorum. Zira izlediğim kadarıyla kendi oy kullandığım sandıkta hiçbir hataya meydan verilmedi. Sabah altıdan akşam altıya kadar her üye görevini dosdoğru yaptı. Ne oylarda, ne de sayım esnasında hiçbir hataya meydan verilmedi. Ve de özellikle vatandaşların oy kullanmaları esnasında, kabinde, hata yapılmamasına özen gösterildi. Peki bu hatalar nerelerde yapıldı ve sonuçlara ne kadar tesir edecek. Bu konu YSK tarafından ivedilikle incelenmeli ve gereği yapılmalıdır. Bazılarının içinde olan şüpheler bir an önce yok edilmelidir. Çıkan sonuçlar her kesim tarafından kabul edilir olmalıdır. ŞAİBE kelimesi derhal şeffaflığa yerini bırakmalı ve kazanan da kaybeden de gönül rahatlığı içinde olmalıdır. Bana sorarsanız bu seçimin galibi yoktur. Yenileni yoktur. İleriyi görmek önemlidir. Söyledikleri gibi TÜRKİYE şaha kalkarsa, vatandaşın yaşam kalitesi yükselirse, teröre biter, huzur ve mutluluk içinde bir yaşam olursa elbette halk bunu takdir edecektir. Tersi olması durumunda zaman içinde homurdanmalar başlayacaktır. Bunlar dikkatten uzak tutulmamalıdır.. Değinmek istediğim önemli bir konu da oy kullanma oranıdır. Bakıyorum, Türkiyemizin 58 milyon seçmeni olduğu bilinmektedir. Ancak kullanılan oyların 48 milyona ulaştığı doğrusu vardır. Yani oran % 85'tir. Ve 10 milyon seçmen oyunun kullanmamıştır. Bu rakam benim düşünüşlerime göre bir hayli fazladır. Bu gün için o sayı çıkacak sonuçları tersine döndürmeye ve kararı perçinlemeye yetecek rakamlardır. yani evetleri 25'ten 35, veya hayırları 23'den 43'e ulaştıracak boyutlardadır. Sonuçlar her ne kadar belli olsa da sosyologların. toplum bilimcilerin, siyasilerin bu kullanılmayan oylar için ayrı bir sayfa açıp enine boyuna incelemeleri gerekir. Oy kullanmayana bir ağır yaptırımlar bulunmadığından bu insanlar oy kullanmamayı alışkanlık haline getirmişler gibi görünüyor. Ben de oy kullandığım sandıkta, bu duruma şöyle bir göz attım. Baktım ki oy kullanmayanların büyük bölümü yaşlı insanlar. 75-80 civarı. Düşündüm ki, bunlar evlerinden çıkmakta güçlük çekiyorlar her halde. Ya hasta ya da oy kullanmaya gelecek imkanları yok. Ya da vefat etmiş olabilirler ama daha önemlisi oy kullanmayanların önemli bir bölümü de genç kuşak. Nedenlerini düşünüyorum. Bunlar, yani geleceğimizin teminatı bu genç nesil niçin oy kullanmıyordur. Cevap bulamıyorum. Doğrusu, oy kullanmayanları bir tarafın seçmeni saymakta uygun olmaz. Kimin evet diyeceği kimin hayır diyeceği ya da bunları tamamen bir kanala aktarmak doğru olmaz. Doğrusu bunların oy kullanıp tercihlerini yapmalarıydı. Yapmadılar. Gelecek seçimlerde bunlara bir çözüm bulunmalıdır. Mazeretsiz oy kullanmayanlara mutlaka bir yaptırım olmalıdır. 10 milyon rakamı azımsanacak bir rakam değildir.. Her neyse. Vahim olaylar yaşanmadan, sükûnet içinde bir referandum süreci yaşadık. Öncesinde yaşanmış olanlar artık bir kenara bırakılmalı ve yeni ufuklara yelken açılmalıdır. Kazanan kazandığının bilinciyle, kaybeden kaybettiğinin nedenleriyle yeni sayfaya başlamalı ve radikal önlemler alınmalıdır. Tecrübeli bir siyasetçi ağabeyim “ben ilk girdiğim seçimi kaybettiğim sabah yeniden çalışmaya başladım. Bu gün onun meyvesini aldım” demişti.. Burada iktidar istediğini elde etmiş görünmektedir. Sorun muhalefettedir. Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisi, oturup geleceğe dair yeni planlar yapmalıdırlar. Kimi liderini sorgulamalı, kimi partisini baştan ayağa elden geçirmeli. Anlaşılan o ki yanlış yapılmış bir şeyler var. Halkın bu kadar karamsar olduğu bir ortamda muhalefet istediği sonuçlara ulaşamıyorsa bir yerlerde hata yaptığı varsayılmalıdır. Hatalardan ders almak, yanlışlardan dönmek bir erdemdir. Ve referandum gerçekleşti. Yeni bir döneme adım atacağız. Her ne kadar referandum kararları 2019'da uygulanacak olsa da, bu süreye kadar çıkması gereken uyum yasaları da en az referandum kadar önem taşımaktadır. Yani iktidarı ve muhalefeti daha yoğun ve daha sert geçecek bir süreç başlıyor aslında. İktidar kaybettiklerini, muhalefet kazanamadıklarını bir kez daha düşünsün. Gelecek AYDIN olsun. Güzel günler herkese…
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2017 - Çarşamba

VE.....

Önemli bir günü daha geride bıraktık.. Türkiye seçimini yaptı. 58 milyon seçmenden 48 milyonu oyunu kullandı. Ve oranı küçük bile olsa “EVET” tercihi referandumu kazandı. Kim ne derse desin kazanan daima haklıdır. Aradaki hatalar, kusurlar, yanlışlar zaman içinde yerini doğrulara bırakacaktır. Bize düşen bu uzun ve meşakkatli yolda üzerimize düşeni hakkıyla yapmak ve demokrasiden asla vazgeçmeyerek yola devam etmektir.
Bu seçimin galibi, mağlubu olmaz, olmamalı, birileri yendik deyip naralar atmamalı, birileri yenildik diye içinden intikam duyguları taşımamalı. Netice olarak TÜRKİYE bir TERCİH yapmıştır. Bana göre yapılan bu tercih yeterli değildir. Zira çok önem verdiğim ANAYASA değişikliği toplumun daha fazla kesimince kabul edilmeliydi. Yani 80'lere ulaşan bir orana ulaşmalıydı. Şimdi neredeyse iki seçmenden biri değişiklikleri kabullenemiyor. Bunu söylemekle çıkan sonuca itirazımız yok. Elbette bir oy bile hangi tarafı öne geçirecekse o artık kabulümüzdür deriz.

Eğer seçim sürecinde ve oy kullanma esnasında ve sayımlar sırasında bir hata yapılmışsa ve bu kanıtlanırsa, sonuçlar doğrulanır ve onaylanırsa işte o an süreç sona ermiş deriz. Yapılanları medyadan izlediğimiz kadarıyla eğer doğruysa kabullenemiyorum. Zira izlediğim kadarıyla kendi oy kullandığım sandıkta hiçbir hataya meydan verilmedi. Sabah altıdan akşam altıya kadar her üye görevini dosdoğru yaptı. Ne oylarda, ne de sayım esnasında hiçbir hataya meydan verilmedi. Ve de özellikle vatandaşların oy kullanmaları esnasında, kabinde, hata yapılmamasına özen gösterildi.
Peki bu hatalar nerelerde yapıldı ve sonuçlara ne kadar tesir edecek. Bu konu YSK tarafından ivedilikle incelenmeli ve gereği yapılmalıdır. Bazılarının içinde olan şüpheler bir an önce yok edilmelidir. Çıkan sonuçlar her kesim tarafından kabul edilir olmalıdır. ŞAİBE kelimesi derhal şeffaflığa yerini bırakmalı ve kazanan da kaybeden de gönül rahatlığı içinde olmalıdır. Bana sorarsanız bu seçimin galibi yoktur. Yenileni yoktur.
İleriyi görmek önemlidir. Söyledikleri gibi TÜRKİYE şaha kalkarsa, vatandaşın yaşam kalitesi yükselirse, teröre biter, huzur ve mutluluk içinde bir yaşam olursa elbette halk bunu takdir edecektir. Tersi olması durumunda zaman içinde homurdanmalar başlayacaktır. Bunlar dikkatten uzak tutulmamalıdır..
Değinmek istediğim önemli bir konu da oy kullanma oranıdır. Bakıyorum, Türkiyemizin 58 milyon seçmeni olduğu bilinmektedir. Ancak kullanılan oyların 48 milyona ulaştığı doğrusu vardır. Yani oran % 85'tir. Ve 10 milyon seçmen oyunun kullanmamıştır. Bu rakam benim düşünüşlerime göre bir hayli fazladır. Bu gün için o sayı çıkacak sonuçları tersine döndürmeye ve kararı perçinlemeye yetecek rakamlardır. yani evetleri 25'ten 35, veya hayırları 23'den 43'e ulaştıracak boyutlardadır.
Sonuçlar her ne kadar belli olsa da sosyologların. toplum bilimcilerin, siyasilerin bu kullanılmayan oylar için ayrı bir sayfa açıp enine boyuna incelemeleri gerekir. Oy kullanmayana bir ağır yaptırımlar bulunmadığından bu insanlar oy kullanmamayı alışkanlık haline getirmişler gibi görünüyor. Ben de oy kullandığım sandıkta, bu duruma şöyle bir göz attım. Baktım ki oy kullanmayanların büyük bölümü yaşlı insanlar. 75-80 civarı. Düşündüm ki, bunlar evlerinden çıkmakta güçlük çekiyorlar her halde. Ya hasta ya da oy kullanmaya gelecek imkanları yok. Ya da vefat etmiş olabilirler ama daha önemlisi oy kullanmayanların önemli bir bölümü de genç kuşak. Nedenlerini düşünüyorum. Bunlar, yani geleceğimizin teminatı bu genç nesil niçin oy kullanmıyordur. Cevap bulamıyorum.
Doğrusu, oy kullanmayanları bir tarafın seçmeni saymakta uygun olmaz. Kimin evet diyeceği kimin hayır diyeceği ya da bunları tamamen bir kanala aktarmak doğru olmaz. Doğrusu bunların oy kullanıp tercihlerini yapmalarıydı. Yapmadılar.
Gelecek seçimlerde bunlara bir çözüm bulunmalıdır. Mazeretsiz oy kullanmayanlara mutlaka bir yaptırım olmalıdır. 10 milyon rakamı azımsanacak bir rakam değildir..
Her neyse. Vahim olaylar yaşanmadan, sükûnet içinde bir referandum süreci yaşadık. Öncesinde yaşanmış olanlar artık bir kenara bırakılmalı ve yeni ufuklara yelken açılmalıdır. Kazanan kazandığının bilinciyle, kaybeden kaybettiğinin nedenleriyle yeni sayfaya başlamalı ve radikal önlemler alınmalıdır.
Tecrübeli bir siyasetçi ağabeyim “ben ilk girdiğim seçimi kaybettiğim sabah yeniden çalışmaya başladım. Bu gün onun meyvesini aldım” demişti..
Burada iktidar istediğini elde etmiş görünmektedir. Sorun muhalefettedir. Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisi, oturup geleceğe dair yeni planlar yapmalıdırlar. Kimi liderini sorgulamalı, kimi partisini baştan ayağa elden geçirmeli. Anlaşılan o ki yanlış yapılmış bir şeyler var. Halkın bu kadar karamsar olduğu bir ortamda muhalefet istediği sonuçlara ulaşamıyorsa bir yerlerde hata yaptığı varsayılmalıdır. Hatalardan ders almak, yanlışlardan dönmek bir erdemdir. Ve referandum gerçekleşti. Yeni bir döneme adım atacağız. Her ne kadar referandum kararları 2019'da uygulanacak olsa da, bu süreye kadar çıkması gereken uyum yasaları da en az referandum kadar önem taşımaktadır. Yani iktidarı ve muhalefeti daha yoğun ve daha sert geçecek bir süreç başlıyor aslında.
İktidar kaybettiklerini, muhalefet kazanamadıklarını bir kez daha düşünsün. Gelecek AYDIN olsun. Güzel günler herkese…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.