A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

YAŞANMIŞ HİKAYELER 2

Geçtiğimiz yılı öyle böyle atlatmışken bu yıl aynı hikayenin başka bir versiyonunu izlemeye hazır olun. Yine bir akşam vakti yine o uzun kara taksi kahveye yanaştı. Kara gözlüklü, kara çantalı, kara adam elindeki kara çanta ile insanları başına topladı. - “Ey güzel insanlar size bir sözümüz vardı. Yine hazırlıkları yaptık, zaten bir çoğunuzun pasaportu hazır. Bu kez Kuveyt’e götüreceğiz. 10 bin peşin, on bin uçağa binince... Bizi tanıyorsunuz hazırlığınız yapın, paranıza helal getirmeyiz. Sözümüz söz!..” diyerek ve dindar bir kişilikleri olduğundan bahisle bu insanları yine ikna etmeyi başardılar. Paralar ödendi, pasaportlar verildi. Yine köyde şaşaalı yaşam başlamıştı. Yürüyüşler değişti, oturuşlar daha oturaklı hale geldi. Yaşam beklemeye alındı. Günler haftalar su gibi akıp geçiyordu. Yine aralarından bir görevliyi firmaya gönderiyorlar. Ama istedikleri cevabı alamıyorlardı.. Bir kaç ay sonra öncü gurup firmaya gittiğinde firmanın kapısı kilitli ve artık orada yoklardı.. Yanda bir büro vardı oraya sordular.. Cevap üzücü idi; - “Evlatlar, onlar buraları terk ettiler.. Ama sizin sorun neydi?..” Anlattılar.. Komşu avukat idi.. - “Siz bana vekalet verin kısa zamanda sizin paralarınızı Allah’ın izniyle alırım” dedi.. Köylülerim umutla ona sarıldılar. Hemen vekalet verip bu kez de avukatı beklemeye koyuldular. Ama avukat cevvaldi. İşi kısa sürede kotarıp köylülerin parasını tahsil etmişti.. Paraları demetleyip köye geldi. Herkese parasını dağıttı. Elbette vekalet ücretini keserek. Köylüler ikinci kez paralarına kavuşmanın sevinci ama yine işe gidememiş olmanın hüznüyle kadre boyun eğdiler.. Yüz yüze geldiğimizde bana hüzünlü gözlerle bakıyorlardı.. “Hocam seni dinlemedik” der gibiydiler.. Akıllandılar mı?… HAYIR!... İnsanlar hayatta hep umutla yaşamaktaydılar. Kafalarında hep daha çok kazanıp zengin olmak yatıyordu. Üçüncü yıl... Bu kez o kara çantalı, kara gözlüklü, kara yağız adam değil ama onun yönlendirdiği bir başkası köye gelmişti. İnsanları başına toplayıp başladı anlatmaya. Arkadaşlar biz de yurt dışına işçi götüreceğiz. Ama biz para pul istemiyoruz. Sizleri imtihan edip başarılı olanları götüreceğiz. Yani, nasıl bir inşaatta sizin branşına göre iş verip yaptıklarınızı değerlendireceğiz. Çünkü bizim firma yurt dışında kaliteli iş yapıyor. Kendine güvenenler, hazırlansın haftaya götüreceğiz deyip kayıtları almıştı. Bir hafta sonra köye otobüs geldi. Sırtına battaniyesini, omzuna mala, testere, çekicini alan bindi otobüse.. Yolculuk büyük bir inşaat firmasının yüzlerce lojman inşaatına kadar uzandı.. Herkes kendine yatacak bir ortam hazırladı.. Şef insanları başına topladı.. Arkadaşlar sizler burada imtihan olacaksınız. Verdiğimiz işeri en iyi şekilde yapacaksınız. Firmamızın genel müdürü hafta sonu gelecek ve sizlerin işlerine bakarak puan verecek. İyi ve kaliteli iş yapanları işe alacak ve yurt dışına göndereceğiz. Burada yemekleri firmamız verecek sabah, öğle, akşam karavanadan besleneceksiniz. Herkese bir paket sigara verilecek sabahtan bir, öğle sonu iki kere çay molası vardır. Banyo ve tuvalet ihtiyaçlarınız için umumi yerler var. Haydi hepinizin bileğine kuvvet.. diyerek inşaatların naylonla kaplanmış pencereli odalarına yolladılar. İlk sabah şef herkese yapacağı işleri gösterip paylaştırdı. Köylülerimiz zaten bildikleri bu inşaat işlerini en iyi şekilde yapabilmek için tüm dikkatlerini işe vermişlerdi.. Bir hafta canla başla çalıştılar. Ne yazık ki beklenen patron gelememişti.. Herkese durumu anlattılar. Onlar da çaresiz kabullendiler.. Nasıl olsa ekmek vardı, çay vardı, sigara vardı.. “Ne yapalım kader” dediler. Bir hafta daha cansiperane çalıştılar.. Talihsizliğin böylesi de görülmemiştir. Patron yurt dışına iş anlaşmasına gitmişti.. Haydi bir hafta daha uzadı süreç.. Yani anlaşılan bir ay sürecekti bu iş. Ve beklenen patron geldi.. Herkesi yaptığı işin başında imtihan etti.. Herkese bir kulp bulup bir çoğunu beğenmedi. Ve hemen hemen hepsini “yollayın bunları” diyerek otobüslere bindirip köylerine gönderiverdiler. Yani bizim köylüler bu işten de elleri boş dönmüşlerdi. Köye döndüklerinde kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Hele benimle karşılaşmayı kimse istemiyordu. Beni görmemek için yollarını bile değiştiriyorlardı.. Sonraki yıllarda aralarından bir kaç genç her nasıl buldularsa LİBYA’ya gitmeyi başardılar. Bir kısmı da Türki Cumhuriyetlerde iş bulup oralara giderek çalıştılar.. Ama bu köy de bu ve buna benzer geçmişte yaşanan hikayeler son bulmadı. İnançlı insanlar bazı art niyetli insanların parlak fikirlerine kanarak ya da inanarak peşlerinden gitme gafletine düştüler. Yine gençlerin önemli bir kısmı yaşanılan bu olaylardan olumlu dersler çıkarıp alın terini ön plana çıkararak iyi işler başardılar. Şimdi Ankara’daki önemli inşaatlarda söz sahibi oldular. Ama gelin bakın bunun öncesinde daha başka yaşanmışlıklar var..   Devamı gelecek sayımızda
Ekleme Tarihi: 08 July 2025 - Tuesday

YAŞANMIŞ HİKAYELER 2

Geçtiğimiz yılı öyle böyle atlatmışken bu yıl aynı hikayenin başka bir versiyonunu izlemeye hazır olun.
Yine bir akşam vakti yine o uzun kara taksi kahveye yanaştı. Kara gözlüklü, kara çantalı, kara adam elindeki kara çanta ile insanları başına topladı.
- “Ey güzel insanlar size bir sözümüz vardı. Yine hazırlıkları yaptık, zaten bir çoğunuzun pasaportu hazır. Bu kez Kuveyt’e götüreceğiz. 10 bin peşin, on bin uçağa binince... Bizi tanıyorsunuz hazırlığınız yapın, paranıza helal getirmeyiz. Sözümüz söz!..” diyerek ve dindar bir kişilikleri olduğundan bahisle bu insanları yine ikna etmeyi başardılar. Paralar ödendi, pasaportlar verildi. Yine köyde şaşaalı yaşam başlamıştı. Yürüyüşler değişti, oturuşlar daha oturaklı hale geldi. Yaşam beklemeye alındı. Günler haftalar su gibi akıp geçiyordu. Yine aralarından bir görevliyi firmaya gönderiyorlar.
Ama istedikleri cevabı alamıyorlardı..
Bir kaç ay sonra öncü gurup firmaya gittiğinde firmanın kapısı kilitli ve artık orada yoklardı.. Yanda bir büro vardı oraya sordular.. Cevap üzücü idi;
- “Evlatlar, onlar buraları terk ettiler.. Ama sizin sorun neydi?..”
Anlattılar.. Komşu avukat idi..
- “Siz bana vekalet verin kısa zamanda sizin paralarınızı Allah’ın izniyle alırım” dedi..
Köylülerim umutla ona sarıldılar. Hemen vekalet verip bu kez de avukatı beklemeye koyuldular. Ama avukat cevvaldi. İşi kısa sürede kotarıp köylülerin parasını tahsil etmişti.. Paraları demetleyip köye geldi. Herkese parasını dağıttı. Elbette vekalet ücretini keserek. Köylüler ikinci kez paralarına kavuşmanın sevinci ama yine işe gidememiş olmanın hüznüyle kadre boyun eğdiler.. Yüz yüze geldiğimizde bana hüzünlü gözlerle bakıyorlardı.. “Hocam seni dinlemedik” der gibiydiler..
Akıllandılar mı?…
HAYIR!...
İnsanlar hayatta hep umutla yaşamaktaydılar. Kafalarında hep daha çok kazanıp zengin olmak yatıyordu.
Üçüncü yıl...
Bu kez o kara çantalı, kara gözlüklü, kara yağız adam değil ama onun yönlendirdiği bir başkası köye gelmişti. İnsanları başına toplayıp başladı anlatmaya. Arkadaşlar biz de yurt dışına işçi götüreceğiz. Ama biz para pul istemiyoruz. Sizleri imtihan edip başarılı olanları götüreceğiz. Yani, nasıl bir inşaatta sizin branşına göre iş verip yaptıklarınızı değerlendireceğiz. Çünkü bizim firma yurt dışında kaliteli iş yapıyor. Kendine güvenenler, hazırlansın haftaya götüreceğiz deyip kayıtları almıştı.
Bir hafta sonra köye otobüs geldi. Sırtına battaniyesini, omzuna mala, testere, çekicini alan bindi otobüse.. Yolculuk büyük bir inşaat firmasının yüzlerce lojman inşaatına kadar uzandı.. Herkes kendine yatacak bir ortam hazırladı.. Şef insanları başına topladı.. Arkadaşlar sizler burada imtihan olacaksınız. Verdiğimiz işeri en iyi şekilde yapacaksınız. Firmamızın genel müdürü hafta sonu gelecek ve sizlerin işlerine bakarak puan verecek. İyi ve kaliteli iş yapanları işe alacak ve yurt dışına göndereceğiz. Burada yemekleri firmamız verecek sabah, öğle, akşam karavanadan besleneceksiniz. Herkese bir paket sigara verilecek sabahtan bir, öğle sonu iki kere çay molası vardır. Banyo ve tuvalet ihtiyaçlarınız için umumi yerler var. Haydi hepinizin bileğine kuvvet.. diyerek inşaatların naylonla kaplanmış pencereli odalarına yolladılar.
İlk sabah şef herkese yapacağı işleri gösterip paylaştırdı. Köylülerimiz zaten bildikleri bu inşaat işlerini en iyi şekilde yapabilmek için tüm dikkatlerini işe vermişlerdi.. Bir hafta canla başla çalıştılar. Ne yazık ki beklenen patron gelememişti.. Herkese durumu anlattılar. Onlar da çaresiz kabullendiler.. Nasıl olsa ekmek vardı, çay vardı, sigara vardı.. “Ne yapalım kader” dediler.
Bir hafta daha cansiperane çalıştılar.. Talihsizliğin böylesi de görülmemiştir. Patron yurt dışına iş anlaşmasına gitmişti.. Haydi bir hafta daha uzadı süreç.. Yani anlaşılan bir ay sürecekti bu iş. Ve beklenen patron geldi.. Herkesi yaptığı işin başında imtihan etti.. Herkese bir kulp bulup bir çoğunu beğenmedi. Ve hemen hemen hepsini “yollayın bunları” diyerek otobüslere bindirip köylerine gönderiverdiler. Yani bizim köylüler bu işten de elleri boş dönmüşlerdi.
Köye döndüklerinde kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Hele benimle karşılaşmayı kimse istemiyordu. Beni görmemek için yollarını bile değiştiriyorlardı..
Sonraki yıllarda aralarından bir kaç genç her nasıl buldularsa LİBYA’ya gitmeyi başardılar. Bir kısmı da Türki Cumhuriyetlerde iş bulup oralara giderek çalıştılar.. Ama bu köy de bu ve buna benzer geçmişte yaşanan hikayeler son bulmadı. İnançlı insanlar bazı art niyetli insanların parlak fikirlerine kanarak ya da inanarak peşlerinden gitme gafletine düştüler.
Yine gençlerin önemli bir kısmı yaşanılan bu olaylardan olumlu dersler çıkarıp alın terini ön plana çıkararak iyi işler başardılar. Şimdi Ankara’daki önemli inşaatlarda söz sahibi oldular. Ama gelin bakın bunun öncesinde daha başka yaşanmışlıklar var..
 
Devamı gelecek sayımızda
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.