Gazetecilik komada, öldü, bitti can çekişiyor!... Yaşasın herkesin elindeki telefonla yaptığı gazetecilik!...
Evet, gazetecilik öldü. Artık bu işi yapmak için üniversite okuyan gençler için büyük bir kapı kapandı. Yanılıp, yenilip gazetecilik okuyan gençler günümüzde asgari ücreti bile zor alıyor.
Gazetecilik yerlerde sürünüyor. Zaten uzun yıllardır itibarsızlaşan bu meslek, son yıllarda da yerlere serildi. Bu işin tadı iyice kaçtı. Zira ne mesleğini yapabiliyorsun ne hak ettiğin itibara sahipsin ne de geçimini bile sağlayabileceğin ücreti alabiliyorsun. Maalesef durum bitik!...
Evet, durum bitik ama bu işi hakkınca yapabilecek gazetecilerin nesli kelaynak kuşu gibi tükeniyor. Ama dürüst iş yapacaklara bu piyasada fırsat verilmediği gibi önü kapanıyor, baskı yapılıyor, sesleri kesiliyor. O şartlarda da ya düzenin adamı olacaksın ya da ceza, mahkeme, Silivri arasında mekik dokuyacaksın. Yani bu sistemde onların istediklerini yazdın mı yaşadın, ihya oldun, köşeyi döndün. Yok senin karakterine uyan doğru, düzgün iş yapmaya kalktın mı, doğru olsa da onlara karşı yazdın mı yandın!..
O zaman ne yapalım şimdi!
Bu işi yapalım mı, yapmayalım mı?
Zaten kısa sürede bin 500'den fazla yerel gazete şimdilik 700'lere düştü. Bu gidişle bizler bile tamamen de sona doğru yaklaşıyoruz. Nitekim gazeteciliğin mesleğini ve okulunu da bitiren durumun sebebi budur. İlan ve reklam yolları kapalı, masraflar artırıldı, işler ve işlemler ağırlaştırıldı.
Çıkış mı?
Yok!... Zaten çıkış bulmakta istenmiyor.
Özünde yazıya başlarken bu işin farklı bir tarafını aktaracaktım. Ancak içimizdeki sıkıntılar kendiliğinden satır satır dökülüverdi.
Evet, piyasada gazeteci olanların, bu mesleği hayatını sürdürmek isteyenlerin işi bitti. Çünkü eline telefonu alan herkes gazeteci oldu.
Hatırlarsanız bu durumu da ulusal, büyük televizyon kanalları yarattı. “whatsapp ihbar hattı” açan kanal, bütün vatandaşlara bedava gazetecilik yaptırdı. Yani oturduğu yerden bir kuruş para ödemeden her yerden beleşe haber sağladı. Tabi bu arada bu işin emekçileri çalıştığı yerden pasaportu aldı.
İlk bakışta iyi bir hareket gibi karşılanabilir ama bu durumun getirdiği en önemli olumsuzluk gazeteciliği profesyonelce yapanları aç bırakması olmuştur. Ardından da bir olay yerinde ya da bir kazada fotoğraf çeken onlarca kişiden birisi olarak görülmeye başlanmıştır.
Mesela ilçemizde geçen hafta meydana gelen iki ayrı kazada yaşananları konuşmak gerekir. Güvenlik güçlerinin çalışmasına mani olan, çekilmemesi gereken görüntüleri çeken, elindeki telefonla ortalıkta şaşkın şaşkın dolaşan seyirci-gazeteciler uyarıları bile takmamaktalar. Ayrıca bir olumsuzluğa meydan verebilecek şekilde davranarak işin suyunu da çıkarmaktadırlar. Güvenlik güçleri ise bunların arasında fark bile edilmeyen gazetecilere de aynı olumsuz muameleyi yapabilmektedirler.
Hoş mudur bu!...
Diğer taraftan bu haberi yapıp patronunun karşısında çıkan gazeteci, iyi bir iş yapmış edasıyla haberi hazırlıyor. Patronu ise bu emekçi arkadaşı çağırarak facebook gibi sosyal alanlarda o haberin çoktan paylaşıldığını gösteriyor.
Al sana gazetecilik!...
Bu işin bir kurala, prosedüre bağlanması gerekmiyor mu? “Ya olsun, çeksin varsın ne olacak ki” diyerek bu mesleğin yok olmasına çanak tutarsanız, ortalıktaki kirli haberlerin yayılmasına çanak tutanlar sizler olursunuz!...