Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

GELECEĞİMİZ

Ülkemizde eğitim sistemimiz Köy Enstitülerinin kapanmasından sonra hep kötüye gitti. Her nedense eğitimde gereken seviyeye ulaşamadık. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz ülkemizde istediğini bulamayınca kendilerini yurt dışına atarak bilgi ve birikimlerini buralarda kullanmaya başladılar. Zaten istediğini bulamayan eğitim ordumuz geçen yıl ortaya çıkan pandemi sebebiyle daha da kötüye yöneldi. Zira tam bekleneni sağlayamayan uzaktan eğitim öğrencileri daha da haylazlığa yöneltti. Eğitim otoritelerin göre EBA sistemi isteneni vermedi. Sosyal paylaşım sağlayan oluşumlar ve sanal bağlantı sistemleri de yine öğrencileri yalnızlaştırıp derse katılımda olumsuz bir ortam yarattı. Bazı eğitimcilerimiz elektronik ortama çok hakim olamadığı için başarı sağlayamazken, az bir kesimi de bunu fırsat bilerek lakayt bir ders ortamına sebep oldular. Sonuçta başarısızlık hepimizin kaderi oldu. Zaman zaman zoom sisteminden izlediğim derslerde öğrenciler çok gereksiz konulardan bahsederek sanki “dersi kaynatma” gibi bir duruma sebep olmaktadırlar.  Yukarıda belirttiğim tarzdaki başarılı öğretmenler (kendilerini özverili gayretlerinden dolayı her zaman kutlarım) otoriter tavırlarıyla buna izin vermemektedirler. Ancak hakimiyeti sağlayamayanlar adeta “ne haliniz varsa görün” gibisinden ipin ucunu bırakabilmektedirler. Her koşulda olan öğrencilerimize, ülkemize, geleceğimize olmaktadır. Kısa süre önce göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk için farklı ve başarılı olacağı yönündeki görüşler de sanırım beklentileri karşılıksız bıraktı. Çünkü bakanlık bir çok otoriteye göre bu pandemide sınıfta kaldı. Belirttiğimiz gibi uzaktan eğitimde beklenen başarı sağlanamadığı gibi olayın maddi boyutu da ailelere artı bir yük getirdi. Bakanlık tarafından dağıtıldığı söylenen ve her hangi bir öğrencide göremediğimiz tabletler dağıtıldıysa bile ihtiyaçları karşılamadı. Bunların ne şartlarda, kimlere dağıtıldığı yönünde bir bilgide yok. Öte yandan evinde öğrenci olan aileler mecburiyetten her ay en az 100 liraya malolan internet abonesi oldular. Yine mecburen bilgisayar ya da laptop almak zorunda kaldılar. Çevremde şahit olduğum kadarıyla 2-3 bin liraya alınan 2. el ürünler bile öğrencileri tatmin etmezken, çocuklar 5-6 bin liraya daha iyi veya lüks aygıtlar istemektedirler. Her şeye rağmen sistemden dört dörtlük bir başarı sağlanmış olsa “feda olsun masraflar” denilebilecektir. Ama ne yazık ki durumum böyle olmadığı gün gibi ortadadır. Peki ne olacak, bu durum böyle sürecek mi? Diyelim ki covit isim değiştirerek pandemiyi devam ettirecek olursa aynen böyle devam mı edeceğiz? Bence olamamalı… Bu işe daha etkili ve aksaklıkları giderecek çözümler bulmalı ve yeni sistemler araştırarak uygulamaya koymalıyız. Derse katılımların eksiksiz ve tam olarak yapılmasını sağlamalıyız. Öğrencilerimizi/çocuklarımızı derse daha iyi adapte olacak ortamı yaratmalıyız. Ders veren eğitimcilerimizi daha verimli olacak şekilde bilinçlendirmeliyiz. Gerektiğinde öğretmenler, yetersiz olduğu konularda kısa süreli ve tedbirli olarak evde öğrencilerle bir araya gelmelerini sağlamalıyız. Öğrencileri okul yokmuş, ders yapılmıyormuş havasından kurtarmalıyız. Bunlar basit bir düşünüşle aklımız gelen basit ve ilk çözümler. Eğitimcilerden oluşacak bir komisyon elbette daha etkili, daha sağlıklı bir çok yararlı konuyu tartışarak uygulamaya koyabileceklerdir. Amacımız daha iyiye, daha güzele ulaşabilmek değil midir?
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2021 - Salı

GELECEĞİMİZ

Ülkemizde eğitim sistemimiz Köy Enstitülerinin kapanmasından sonra hep kötüye gitti. Her nedense eğitimde gereken seviyeye ulaşamadık. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz ülkemizde istediğini bulamayınca kendilerini yurt dışına atarak bilgi ve birikimlerini buralarda kullanmaya başladılar.
Zaten istediğini bulamayan eğitim ordumuz geçen yıl ortaya çıkan pandemi sebebiyle daha da kötüye yöneldi. Zira tam bekleneni sağlayamayan uzaktan eğitim öğrencileri daha da haylazlığa yöneltti. Eğitim otoritelerin göre EBA sistemi isteneni vermedi. Sosyal paylaşım sağlayan oluşumlar ve sanal bağlantı sistemleri de yine öğrencileri yalnızlaştırıp derse katılımda olumsuz bir ortam yarattı.
Bazı eğitimcilerimiz elektronik ortama çok hakim olamadığı için başarı sağlayamazken, az bir kesimi de bunu fırsat bilerek lakayt bir ders ortamına sebep oldular. Sonuçta başarısızlık hepimizin kaderi oldu.
Zaman zaman zoom sisteminden izlediğim derslerde öğrenciler çok gereksiz konulardan bahsederek sanki “dersi kaynatma” gibi bir duruma sebep olmaktadırlar. 
Yukarıda belirttiğim tarzdaki başarılı öğretmenler (kendilerini özverili gayretlerinden dolayı her zaman kutlarım) otoriter tavırlarıyla buna izin vermemektedirler. Ancak hakimiyeti sağlayamayanlar adeta “ne haliniz varsa görün” gibisinden ipin ucunu bırakabilmektedirler.
Her koşulda olan öğrencilerimize, ülkemize, geleceğimize olmaktadır.
Kısa süre önce göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk için farklı ve başarılı olacağı yönündeki görüşler de sanırım beklentileri karşılıksız bıraktı. Çünkü bakanlık bir çok otoriteye göre bu pandemide sınıfta kaldı.
Belirttiğimiz gibi uzaktan eğitimde beklenen başarı sağlanamadığı gibi olayın maddi boyutu da ailelere artı bir yük getirdi. Bakanlık tarafından dağıtıldığı söylenen ve her hangi bir öğrencide göremediğimiz tabletler dağıtıldıysa bile ihtiyaçları karşılamadı. Bunların ne şartlarda, kimlere dağıtıldığı yönünde bir bilgide yok. Öte yandan evinde öğrenci olan aileler mecburiyetten her ay en az 100 liraya malolan internet abonesi oldular. Yine mecburen bilgisayar ya da laptop almak zorunda kaldılar. Çevremde şahit olduğum kadarıyla 2-3 bin liraya alınan 2. el ürünler bile öğrencileri tatmin etmezken, çocuklar 5-6 bin liraya daha iyi veya lüks aygıtlar istemektedirler.
Her şeye rağmen sistemden dört dörtlük bir başarı sağlanmış olsa “feda olsun masraflar” denilebilecektir. Ama ne yazık ki durumum böyle olmadığı gün gibi ortadadır.
Peki ne olacak, bu durum böyle sürecek mi? Diyelim ki covit isim değiştirerek pandemiyi devam ettirecek olursa aynen böyle devam mı edeceğiz? Bence olamamalı…
Bu işe daha etkili ve aksaklıkları giderecek çözümler bulmalı ve yeni sistemler araştırarak uygulamaya koymalıyız.
Derse katılımların eksiksiz ve tam olarak yapılmasını sağlamalıyız.
Öğrencilerimizi/çocuklarımızı derse daha iyi adapte olacak ortamı yaratmalıyız.
Ders veren eğitimcilerimizi daha verimli olacak şekilde bilinçlendirmeliyiz.
Gerektiğinde öğretmenler, yetersiz olduğu konularda kısa süreli ve tedbirli olarak evde öğrencilerle bir araya gelmelerini sağlamalıyız.
Öğrencileri okul yokmuş, ders yapılmıyormuş havasından kurtarmalıyız.
Bunlar basit bir düşünüşle aklımız gelen basit ve ilk çözümler. Eğitimcilerden oluşacak bir komisyon elbette daha etkili, daha sağlıklı bir çok yararlı konuyu tartışarak uygulamaya koyabileceklerdir.
Amacımız daha iyiye, daha güzele ulaşabilmek değil midir?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.