Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

KÖYDE YAŞAM

Zordur köyde yaşam, çilelidir, meşakatlidir. En önemlisi derttir. Herkes yapamaz, beceremez. Çoğu kolayına kaçar, köyden kaçar.  Bir kere iş güç yok. Yani çalışacak ne bir fabrika, ne bir sanayi yoktur köyde. Ama tarla, bahçe işleri, ekim diki,m işleri nedense hiç bitmez. Odunuydu, kömürüydü, suyuydu, evin işleriydi uğraştırır da uğraştırır. Köyde yol yoktur, asfalt yoktur. Her ne kadar taş döşenmeye çalışılsa da tarladan çamur deryası içinde gelen traktörler parke taşlı yolu neredeyse tarlaya çevirmiştir. Öte yandan ortalıktan akan sular, yerlerde sürünen çöpler, ulu orta yayılan ya da su ve yağmur eşliğinde sokaklarda akan hayvan pisliği, eski püskü evler köyün görünüşünü bitiren şeylerdir. Zordur köyde yaşam. Herşey hazır değildir. Yiye-ceklerini, içeceklerini marketten al, odunun, kömürün ya da doğalgazın ayağına gelsin değildir yaşam. Şehirliler bilmez, yaşayan bilir köyde yaşamanın zorluklarını.  Bunları anlatırken kesinlikle genellemek istemiyoruz. Zira her şeyiyle kentlere taş çıkartacak örnek köylerimiz de var. Şirin, tertemiz, tertipli ve düzenli. Ama bunlar ne yazık ki bir elin parmakları kadar az.  Tabii işini bilenler köyün nimetlerinden sonuna kadar yararlanır. Yumurtanın tavuğun, sütün peynirin, sebze ve meyvenin en tazesini, en organiğini yerler köydekiler. Hakederler de yani. Hazırcılık yoktur köyde. Hafta sonu sıkıldık, hadi alışveriş merkezlerinde dolanalım, bir yemek yiyelim, ya da hiç olmadı deniz kenarında bir tur atalım yoktur köyde. Pazarı çarşambası aynıdır köylünün. İşte köylü açısından bir başka önemli konu da üretimdir. Köylerimizde bile artık pek üretime önem verilmiyor. Yazın ortasında köylülerimiz domatesini, biberini Antalya’dan, Salihli’den gelen ilaçlı, suni yetiştirilen ürünlerden alıp kullanıyor. Tavuğunu, yumurtasını şehirden pazardan alıp tüketiyor. Mustafa Kemal Atatürk, üretimin önemine binaen “Köylü milletin efendisidir” demiştir. Ama bugün için mazotu lüks gemisinde yatında kullanan üretim yapacak çiftçiden, köylüden yarı fiyata kullanmaktadır. Yerli tohum, fidan kullananlara teşvik verilmezken, İsrail ve ithal tohum kullananlara teşvik uygulanmaktadır.  Yani işin gerçeği köylü üretmeden, çalışmadan ülke kalkınamaz, büyüyemez. Üretim yapmayan milletler ise doğal kaynakları yani petrolu, doğalgazı, madenleri yok ise batmaya mahkumdurlar. Yıllar önce “tarla parası” adı altında bedavadan dağıtılan ve köylüyü hazırcılığa alıştıran yabancı güdümlü bitirme planı etkilerini göstermeye başlamıştır. Yunanistan’ın yüzölçümünün yaklaşık iki katı büyüklüğünde tarım alanına sahip olan Türkiye’nin, Yunanistan ve ABD’den pamuk, Rusya’dan buğday, Fransa’dan arpa, Mısır’dan pirinç, Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Çin’den sarımsak, Panama’dan muz, Meksika’dan nohut, Kanada’dan mercimek ihraç edilir hale gelinmiştir. Kısacası köyde yaşamak ne kadar zor olsa da zengin olana köyde de olsa, şehirde de olsa hayat güzel, hayat kolaydır...
Ekleme Tarihi: 04 Aralık 2018 - Salı

KÖYDE YAŞAM

Zordur köyde yaşam, çilelidir, meşakatlidir. En önemlisi derttir. Herkes yapamaz, beceremez. Çoğu kolayına kaçar, köyden kaçar. 
Bir kere iş güç yok. Yani çalışacak ne bir fabrika, ne bir sanayi yoktur köyde. Ama tarla, bahçe işleri, ekim diki,m işleri nedense hiç bitmez. Odunuydu, kömürüydü, suyuydu, evin işleriydi uğraştırır da uğraştırır. Köyde yol yoktur, asfalt yoktur. Her ne kadar taş döşenmeye çalışılsa da tarladan çamur deryası içinde gelen traktörler parke taşlı yolu neredeyse tarlaya çevirmiştir. Öte yandan ortalıktan akan sular, yerlerde sürünen çöpler, ulu orta yayılan ya da su ve yağmur eşliğinde sokaklarda akan hayvan pisliği, eski püskü evler köyün görünüşünü bitiren şeylerdir.
Zordur köyde yaşam. Herşey hazır değildir. Yiye-ceklerini, içeceklerini marketten al, odunun, kömürün ya da doğalgazın ayağına gelsin değildir yaşam. Şehirliler bilmez, yaşayan bilir köyde yaşamanın zorluklarını. 
Bunları anlatırken kesinlikle genellemek istemiyoruz. Zira her şeyiyle kentlere taş çıkartacak örnek köylerimiz de var. Şirin, tertemiz, tertipli ve düzenli. Ama bunlar ne yazık ki bir elin parmakları kadar az. 
Tabii işini bilenler köyün nimetlerinden sonuna kadar yararlanır.
Yumurtanın tavuğun, sütün peynirin, sebze ve meyvenin en tazesini, en organiğini yerler köydekiler. Hakederler de yani. Hazırcılık yoktur köyde. Hafta sonu sıkıldık, hadi alışveriş merkezlerinde dolanalım, bir yemek yiyelim, ya da hiç olmadı deniz kenarında bir tur atalım yoktur köyde. Pazarı çarşambası aynıdır köylünün.
İşte köylü açısından bir başka önemli konu da üretimdir. Köylerimizde bile artık pek üretime önem verilmiyor. Yazın ortasında köylülerimiz domatesini, biberini Antalya’dan, Salihli’den gelen ilaçlı, suni yetiştirilen ürünlerden alıp kullanıyor. Tavuğunu, yumurtasını şehirden pazardan alıp tüketiyor.
Mustafa Kemal Atatürk, üretimin önemine binaen “Köylü milletin efendisidir” demiştir. Ama bugün için mazotu lüks gemisinde yatında kullanan üretim yapacak çiftçiden, köylüden yarı fiyata kullanmaktadır. Yerli tohum, fidan kullananlara teşvik verilmezken, İsrail ve ithal tohum kullananlara teşvik uygulanmaktadır. 
Yani işin gerçeği köylü üretmeden, çalışmadan ülke kalkınamaz, büyüyemez. Üretim yapmayan milletler ise doğal kaynakları yani petrolu, doğalgazı, madenleri yok ise batmaya mahkumdurlar.
Yıllar önce “tarla parası” adı altında bedavadan dağıtılan ve köylüyü hazırcılığa alıştıran yabancı güdümlü bitirme planı etkilerini göstermeye başlamıştır. Yunanistan’ın yüzölçümünün yaklaşık iki katı büyüklüğünde tarım alanına sahip olan Türkiye’nin, Yunanistan ve ABD’den pamuk, Rusya’dan buğday, Fransa’dan arpa, Mısır’dan pirinç, Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Çin’den sarımsak, Panama’dan muz, Meksika’dan nohut, Kanada’dan mercimek ihraç edilir hale gelinmiştir.
Kısacası köyde yaşamak ne kadar zor olsa da zengin olana köyde de olsa, şehirde de olsa hayat güzel, hayat kolaydır...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.