Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Mehmet Fatih TEKİN
Köşe Yazarı
Mehmet Fatih TEKİN
 

RAMAZAN’IN FELSEFESİ OLABİLİR Mİ?

Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine, Kaldır aradan vahdete hâil ne ise; Yâ Râb, şu asırlarca süren tefrikadan Artık ezilip düşmesin ümmet ye'se. Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevin... Yâ Râb, daha bir nefha-i te'yîd insin! Mehmet Akif Ersoy   Sokrates: "Kendini bil." "Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez."    Thales: "En zor iş, kendini bilmektir." Herakleitos: "Kendimi aradım." Kierkegaard: "Kendini seçmek cesaret ister." Augustinus: "Benim bu hayatta en büyük problemim 'kendim' oldu. Hermann Hesse: "Herkes için gerçekte bir tek uğraş vardı: kendini bulmak." Sadık Hidayet: "Tek korkum, henüz kendimi tanımamışken yarın ansızın ölüvermek." Soren Kierkegaard: "Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır." Nietzche: "İnsanı keşfetmek zordur, insanın kendisini keşfetmesiyse en zorudur." Alfred Adler: "Öyle görülüyor ki, kendini tanımak ve değiştirmek, insan için yapılması hepsinden zor bir iştir." Miguel de Cervantes: "Gözlerini kendine çevir kendi kendini tanımaya çalış; varılması en zor olan bilgi budur." Yukarıda görüldüğü gibi birçok filozof varlığı hakkındaki temel soruşturmalarını yaparak yaşamı anlamlandırma gayreti içinde olduğunu görebiliriz. Bugün üzerine konuşmak istediğimiz husus da esasında farkındalık oluşturmak niyetiyle ele aldığımız bir konu olacaktır. Felsefenin alt dallarından olan ve felsefe tarihini önemli ölçüde geliştiren ve dönüştüren İslam felsefesi bağlamında konuşacağız. Taraflı bakan kimi felsefe yolcuları için bu etki görmezden gelinse de batının karanlığının aydınlığa yol almasına en büyük katkıyı sunan düşüncelere kapı araladığını söylemek mümkündür. Filozof Ludwig Wittgenstein'ın dil oyunlarında her alanın kendi içinde anlamlı ve değerli olduğu veya olması gerektiği unutulmamalıdır.   İslam felsefesi nedir konusuna da tıpkı felsefenin tanımı gibi kendilerince tanımlar yapmışlardır. Ancak şu bir gerçektir ki felsefe tarihine önemli katkılar sunmaktadır. Aslında İslam düşünce vadisinde kelamdan tasavvufa, felsefeden pozitif bilimlere kadar eser vermiş birçok bilim ve fikir adamından bahsetmek mümkündür. Bunlar bir yana asıl mevzumuz İslam'ın önemli ibadetlerinden birisi olan Ramazan hakkında konuşacağız. Ramazan esasında bir farkındalıktır. Ülkemizin büyük bir bölümünün Müslüman olduğu toplumumuzda ahhh nerde o ramazanlar dedirten vakitleri olsa da her şeye rağmen güzelliğiyle içimize huzur doldurduğu aşikârdır.  Ramazan ayı, dinimizin kutsal saydığı aylardan biri olmasının yanında Türk milletinin kendine özgü bir yaşam tarzı haline getirerek bir kültür yoğunluğuna dönüştürdüğü, sadece dinî bir anlam yüklemediği, bu anlamını çeşitli etkinliklerle süslendirdiği güzel zaman dilimlerinden olmuştur. Bütün Müslüman milletlerin kutladığı ramazan, Türkiye'mizdeki kutlanış, uygulanış, yaşanış tarzı ve kültürel boyutuyla yalnız bize ait olan farklılıklarla karşılaşmak mümkündür. Bu dini anlamının yanı sıra ilimi bir bakış açısı kazandıran güzel bir etkinlikten bahsedeceğim sizlere. Başlığında bu etkiyle oluşturduğunu düşünecek olursak ramazan geleneği olarak farklı bir bakış açısı getirdiğini söyleyebiliriz. İslam'ın insanlığa en çok öğütlediği alanlardan olan ilim ramazan ayı ile birleştirilmesi gereken özellik olması ramazan felsefesinden bahsetmemize imkân tanımaktadır. İlim gayreti hiç durmayan okumaktan keyif alan hoca olmanın ötesinde her öğrencisinin abisi olabilmeyi başaran kıymetli bir destekçidir. Her yıl ramazan ayı dolayısıyla öğrencilerle birlikte okuma ve okuduklarını analiz edebilme imkânı sunan akademisyen Adem Seleş hoca ramazan kültürümüze ilimle birlikte yeni bir katkı sunmaktadır. Konya çizgi kitap evinde oluşturulan bu gelenek hem öğrenciler hem de farklı branşlardaki akademisyenlerin dikkatini çekmektedir. Ramazanın belli günlerinde geçekleşen etkinlik iftar öncesi ders, birlikte iftar ve devamında çay eşliğinde sohbete devam edilir. Birçok öğrencinin hasretle beklediği günlere dönüştüğünü söylemek mümkündür.  Esasında ramazana böyle bir yaklaşım, insanların ramazan yaşayışı içinde yapılması gerekenleri anlamamıza katkı sunmaktadır. Ne güzel bir örnek farklı şekillerde ramazanı yaşatabilmek ve ramazanı idrak edebilmemizi sağlayacaktır. Ramazan felsefesinin farklı yöntemlerle de artarak devam etmesi gerekmektedir. Çünkü göz önünde olmayan her durum unutulmaya ve yok sayılmaya daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ramazanla birlikte insanlar yılın bir analizini yapabilme imkânı bulmaktadır. Bunun yanı sıra açlık, susuzluk gibi insanlığın zor koşullarda neler hissedebileceğini fark etmemizi sağlamaktadır. Ramazan'ın kendini seçmeyi, kendini aramaya, farkındalık kazanmamızı sağlayacağından şüphemiz yoktur. Kendini bulmak aramakla olduğu gibi arayışımızın da ölünceye kadar devam ettiğini gözden kaçırmamak gerekiyor.  Şunu da ifade etmek gerekir ki dinin bir sosyal alışkanlık olarak kabul edilip yaşanmasının yeterli olmadığını hakikatin idrakini fark etmemiz gerektiğini gözden kaçırmamak gerekmektedir. Temel hakikatin yanı sıra bu sosyal alışkanlıklar farkındalığı ve görünürlüğü daha da arttıracağını unutmamak gerekir. Ramazan felsefesinden maksat toplumsal olarak yaşanan bu özel aya dair bilinçlenmenin oluşmasına katkı sağlaması amaçlanmalıdır. Bilinç düzeyi yüksek bireyler haline geldiğimizde yolumuz için önemli bir aşamayı geçtiğimizi gösterecektir.      Mehmet Fatih TEKİN   Felsefe Grubu Öğretmeni,    Aile Danışmanı, Öğrenci Koçu
Ekleme Tarihi: 18 Nisan 2023 - Salı

RAMAZAN’IN FELSEFESİ OLABİLİR Mİ?

Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine,
Kaldır aradan vahdete hâil ne ise;
Yâ Râb, şu asırlarca süren tefrikadan
Artık ezilip düşmesin ümmet ye'se.
Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevin...
Yâ Râb, daha bir nefha-i te'yîd insin!
Mehmet Akif Ersoy
 
Sokrates: "Kendini bil." "Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez."   
Thales: "En zor iş, kendini bilmektir."
Herakleitos: "Kendimi aradım."
Kierkegaard: "Kendini seçmek cesaret ister."
Augustinus: "Benim bu hayatta en büyük problemim 'kendim' oldu.
Hermann Hesse: "Herkes için gerçekte bir tek uğraş vardı: kendini bulmak."
Sadık Hidayet: "Tek korkum, henüz kendimi tanımamışken yarın ansızın ölüvermek."
Soren Kierkegaard: "Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır."
Nietzche: "İnsanı keşfetmek zordur, insanın kendisini keşfetmesiyse en zorudur."
Alfred Adler: "Öyle görülüyor ki, kendini tanımak ve değiştirmek, insan için yapılması hepsinden zor bir iştir."
Miguel de Cervantes: "Gözlerini kendine çevir kendi kendini tanımaya çalış; varılması en zor olan bilgi budur."
Yukarıda görüldüğü gibi birçok filozof varlığı hakkındaki temel soruşturmalarını yaparak yaşamı anlamlandırma gayreti içinde olduğunu görebiliriz. Bugün üzerine konuşmak istediğimiz husus da esasında farkındalık oluşturmak niyetiyle ele aldığımız bir konu olacaktır. Felsefenin alt dallarından olan ve felsefe tarihini önemli ölçüde geliştiren ve dönüştüren İslam felsefesi bağlamında konuşacağız. Taraflı bakan kimi felsefe yolcuları için bu etki görmezden gelinse de batının karanlığının aydınlığa yol almasına en büyük katkıyı sunan düşüncelere kapı araladığını söylemek mümkündür. Filozof Ludwig Wittgenstein'ın dil oyunlarında her alanın kendi içinde anlamlı ve değerli olduğu veya olması gerektiği unutulmamalıdır.  
İslam felsefesi nedir konusuna da tıpkı felsefenin tanımı gibi kendilerince tanımlar yapmışlardır. Ancak şu bir gerçektir ki felsefe tarihine önemli katkılar sunmaktadır. Aslında İslam düşünce vadisinde kelamdan tasavvufa, felsefeden pozitif bilimlere kadar eser vermiş birçok bilim ve fikir adamından bahsetmek mümkündür. Bunlar bir yana asıl mevzumuz İslam'ın önemli ibadetlerinden birisi olan Ramazan hakkında konuşacağız. Ramazan esasında bir farkındalıktır. Ülkemizin büyük bir bölümünün Müslüman olduğu toplumumuzda ahhh nerde o ramazanlar dedirten vakitleri olsa da her şeye rağmen güzelliğiyle içimize huzur doldurduğu aşikârdır. 
Ramazan ayı, dinimizin kutsal saydığı aylardan biri olmasının yanında Türk milletinin kendine özgü bir yaşam tarzı haline getirerek bir kültür yoğunluğuna dönüştürdüğü, sadece dinî bir anlam yüklemediği, bu anlamını çeşitli etkinliklerle süslendirdiği güzel zaman dilimlerinden olmuştur. Bütün Müslüman milletlerin kutladığı ramazan, Türkiye'mizdeki kutlanış, uygulanış, yaşanış tarzı ve kültürel boyutuyla yalnız bize ait olan farklılıklarla karşılaşmak mümkündür. Bu dini anlamının yanı sıra ilimi bir bakış açısı kazandıran güzel bir etkinlikten bahsedeceğim sizlere. Başlığında bu etkiyle oluşturduğunu düşünecek olursak ramazan geleneği olarak farklı bir bakış açısı getirdiğini söyleyebiliriz. İslam'ın insanlığa en çok öğütlediği alanlardan olan ilim ramazan ayı ile birleştirilmesi gereken özellik olması ramazan felsefesinden bahsetmemize imkân tanımaktadır. İlim gayreti hiç durmayan okumaktan keyif alan hoca olmanın ötesinde her öğrencisinin abisi olabilmeyi başaran kıymetli bir destekçidir. Her yıl ramazan ayı dolayısıyla öğrencilerle birlikte okuma ve okuduklarını analiz edebilme imkânı sunan akademisyen Adem Seleş hoca ramazan kültürümüze ilimle birlikte yeni bir katkı sunmaktadır. Konya çizgi kitap evinde oluşturulan bu gelenek hem öğrenciler hem de farklı branşlardaki akademisyenlerin dikkatini çekmektedir. Ramazanın belli günlerinde geçekleşen etkinlik iftar öncesi ders, birlikte iftar ve devamında çay eşliğinde sohbete devam edilir. Birçok öğrencinin hasretle beklediği günlere dönüştüğünü söylemek mümkündür.  Esasında ramazana böyle bir yaklaşım, insanların ramazan yaşayışı içinde yapılması gerekenleri anlamamıza katkı sunmaktadır. Ne güzel bir örnek farklı şekillerde ramazanı yaşatabilmek ve ramazanı idrak edebilmemizi sağlayacaktır. Ramazan felsefesinin farklı yöntemlerle de artarak devam etmesi gerekmektedir. Çünkü göz önünde olmayan her durum unutulmaya ve yok sayılmaya daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ramazanla birlikte insanlar yılın bir analizini yapabilme imkânı bulmaktadır. Bunun yanı sıra açlık, susuzluk gibi insanlığın zor koşullarda neler hissedebileceğini fark etmemizi sağlamaktadır. Ramazan'ın kendini seçmeyi, kendini aramaya, farkındalık kazanmamızı sağlayacağından şüphemiz yoktur. Kendini bulmak aramakla olduğu gibi arayışımızın da ölünceye kadar devam ettiğini gözden kaçırmamak gerekiyor. 
Şunu da ifade etmek gerekir ki dinin bir sosyal alışkanlık olarak kabul edilip yaşanmasının yeterli olmadığını hakikatin idrakini fark etmemiz gerektiğini gözden kaçırmamak gerekmektedir. Temel hakikatin yanı sıra bu sosyal alışkanlıklar farkındalığı ve görünürlüğü daha da arttıracağını unutmamak gerekir. Ramazan felsefesinden maksat toplumsal olarak yaşanan bu özel aya dair bilinçlenmenin oluşmasına katkı sağlaması amaçlanmalıdır. Bilinç düzeyi yüksek bireyler haline geldiğimizde yolumuz için önemli bir aşamayı geçtiğimizi gösterecektir. 
 
  Mehmet Fatih TEKİN
  Felsefe Grubu Öğretmeni,
   Aile Danışmanı, Öğrenci Koçu
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.