Mehmet Fatih TEKİN
Köşe Yazarı
Mehmet Fatih TEKİN
 

BİR ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜMÜZ VAR MI?

İnsanlar genelde "eleştiri" kelimesini duyduğunda çoğu zaman olumsuz bir tavır takınıyor, savunma reflekslerimiz devreye giriyor. Oysa eleştiri, bir toplumun gelişmesinde, bireylerin olgunlaşmasında, toplumun pozitif yönde ilerlemesinde ve düşünce hayatının zenginleşmesinde hayati bir rol oynar. Peki, gerçekten bir eleştiri kültürümüz var mı? Öncelikle eleştirinin iki yönünden bahsedebiliriz: Toplumun ve insanların gelişmesi için katkı sağlayan yapıcı olan eleştiri türü, diğeri ise yıkıcı diye ifade edebileceğimiz eleştiri kültürüdür. Ne yazık ki bizim toplumumuzda eleştiri, çoğunlukla yıkıcı tarafıyla tanınıyor. Ve toplumda hep yıkıcı bir değer taşıyor. Eleştirmek, karalamakla; küçük düşürülmek ve değerlere saygısızlıkla eşdeğer görülüyor. Bu da millet olarak sağlıklı bir tartışma ortamının oluşmasına engel oluyor. Bakınız sağlık yalnızca bedensel ve ruhsal bir iyilik hali değil aynı zamanda toplumunda bir sağlık durumu söz konusudur. Eleştiri kültürümüz hâlbuki geçmişte divan edebiyatımızda hicivle, Tanzimat'ta mizahla, Cumhuriyet'le birlikte deneme ve makaleyle ifade bulan bir eleştirel yönelimlerin olduğuna göz ardı etmemek gerekir. Bugün sosyal medyada ya da yazınsal medyada yapılan tartışmalara bakıldığında eleştiri çoğunlukla hakaretle iç içe geçmesiyle birlikte yıkıcı anlayışın ötesine geçemiyor. Fikir yerine kişilik hedef alınıyor. Bir fikri eleştiri ile gerçekleştirmek önemsenmiyor. Buda eleştirinin toplumda gelişime katkı sağlayacak yönün geri planda kalmasına sebep oluyor. Oysa sağlıklı bir eleştiri kültürü, önce anlamayı, sonra değerlendirmeyi ve en sonunda da saygılı bir şekilde görüş bildirmeyi gerektirir. Fakat millet olarak bu yaklaşımdan oldukça uzakta kalmış durumdayız. Bugün toplumumuzda eleştiri kültürünü yeniden inşa etmek istiyorsak öncelikle düşünceye tahammül etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bizi eleştiren herkes düşmanımız olmamakla birlikte her eleştiri de yıkıcı bir anlam taşımaz. Farklı fikirlerin bir zenginlik olduğunu kabul edebildiğimiz gün, gerçek anlamda eleştirel kültüre kavuşmuş bir topluma yaklaşırız. Bugün toplumda eleştiri kültürümüz var ama eksik demek gerçekten zor görünüyor. Yanlış anlaşılmış ve çoğu zaman kötüye kullanılmış bir eleştiri kültüründen bahsetmek mümkün görünüyor. Bu eleştiri kültürünü dönüştürmek uzun soluklu bir çabayı gerektirdiğini söyleyebiliriz. Her şeyden önce eleştiri kültürü eğitimle, özgürlük ortamıyla ve sağduyulu bireylerle mümkün gibi gözükse de çok daha farklı alanlardaki anlayış değişikliğine ihtiyaç duyar. Tabi ki her şeyin başı eğitim! Ama nasıl eğitim? Dikkat ettiniz mi ne kadar da sorgusuz sualsiz kabullerin içinde kalmışız. Ya da bizi bu dipsiz kuyuya mı atmışlar? İşte yukarıda kısaca ifade etmeye çabaladığım bir eleştiri kültürü hususu bence milletimizin önemli sorunlarından birisidir. Bu sebeple bende bir eleştiri kültürümüz var mı sorusunu dikkate alarak insanlık için küçük benim için derinlikli olan bir yazı dizisine başlıyorum. Ya da başlama niyetindeyim. Belki devamı gelir belki de gelmez. Burada yapmaya amaç edindiğim şey toplumdan izler taşıyan felsefi ve sosyolojik analizleri içeren siyaset, sanat, spor, hukuk, yaşama kültürü ve benzeri birçok konu üzerine soruşturma yapmaktadır. Eee ne demişti üstad Sokrates: SORGULANMAMIŞ HAYAT YAŞANMAYA DEĞMEZ!.. Uzun zamandır üzerinde düşündüğüm bir takım çevrelerimde dile getirdiğim mesele şu: Millet olarak bizim bir eleştiri kültürümüz var mı? Nedir eleştirmek veya eleştiri kültürü... İşte böyle bir takım soruları temel alan bir soruşturmalar yumağı. Yani en azından üzerinde durup kafa yormaya çalışacağız. Belki de kimse okumayacak! Zaten okuyan bir toplum olsak bu halde mi oluruz dediğinizi duyar gibiyim ama önemli değil hani şu klasik karınca örneği varya... İşte bizim bütün meselemiz de o karınca misalinden mütevellit. Bu yazı dizisiyle toplumsal durumlarımıza eleştirel bir bakış bir yöneliş amacında olacağız. Bugün herkesin sahip olmasıyla ülkenin gelişeceğini düşündüğümüz bir eleştiri kültürümüze farklı alanlar çerçevesinde değerlendirme girişiminde bulunacağız…
Ekleme Tarihi: 06 May 2025 - Tuesday

BİR ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜMÜZ VAR MI?

İnsanlar genelde "eleştiri" kelimesini duyduğunda çoğu zaman olumsuz bir tavır takınıyor, savunma reflekslerimiz devreye giriyor. Oysa eleştiri, bir toplumun gelişmesinde, bireylerin olgunlaşmasında, toplumun pozitif yönde ilerlemesinde ve düşünce hayatının zenginleşmesinde hayati bir rol oynar. Peki, gerçekten bir eleştiri kültürümüz var mı?
Öncelikle eleştirinin iki yönünden bahsedebiliriz: Toplumun ve insanların gelişmesi için katkı sağlayan yapıcı olan eleştiri türü, diğeri ise yıkıcı diye ifade edebileceğimiz eleştiri kültürüdür. Ne yazık ki bizim toplumumuzda eleştiri, çoğunlukla yıkıcı tarafıyla tanınıyor. Ve toplumda hep yıkıcı bir değer taşıyor. Eleştirmek, karalamakla; küçük düşürülmek ve değerlere saygısızlıkla eşdeğer görülüyor. Bu da millet olarak sağlıklı bir tartışma ortamının oluşmasına engel oluyor. Bakınız sağlık yalnızca bedensel ve ruhsal bir iyilik hali değil aynı zamanda toplumunda bir sağlık durumu söz konusudur.
Eleştiri kültürümüz hâlbuki geçmişte divan edebiyatımızda hicivle, Tanzimat'ta mizahla, Cumhuriyet'le birlikte deneme ve makaleyle ifade bulan bir eleştirel yönelimlerin olduğuna göz ardı etmemek gerekir. Bugün sosyal medyada ya da yazınsal medyada yapılan tartışmalara bakıldığında eleştiri çoğunlukla hakaretle iç içe geçmesiyle birlikte yıkıcı anlayışın ötesine geçemiyor. Fikir yerine kişilik hedef alınıyor. Bir fikri eleştiri ile gerçekleştirmek önemsenmiyor. Buda eleştirinin toplumda gelişime katkı sağlayacak yönün geri planda kalmasına sebep oluyor. Oysa sağlıklı bir eleştiri kültürü, önce anlamayı, sonra değerlendirmeyi ve en sonunda da saygılı bir şekilde görüş bildirmeyi gerektirir. Fakat millet olarak bu yaklaşımdan oldukça uzakta kalmış durumdayız. Bugün toplumumuzda eleştiri kültürünü yeniden inşa etmek istiyorsak öncelikle düşünceye tahammül etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bizi eleştiren herkes düşmanımız olmamakla birlikte her eleştiri de yıkıcı bir anlam taşımaz. Farklı fikirlerin bir zenginlik olduğunu kabul edebildiğimiz gün, gerçek anlamda eleştirel kültüre kavuşmuş bir topluma yaklaşırız. Bugün toplumda eleştiri kültürümüz var ama eksik demek gerçekten zor görünüyor. Yanlış anlaşılmış ve çoğu zaman kötüye kullanılmış bir eleştiri kültüründen bahsetmek mümkün görünüyor. Bu eleştiri kültürünü dönüştürmek uzun soluklu bir çabayı gerektirdiğini söyleyebiliriz.
Her şeyden önce eleştiri kültürü eğitimle, özgürlük ortamıyla ve sağduyulu bireylerle mümkün gibi gözükse de çok daha farklı alanlardaki anlayış değişikliğine ihtiyaç duyar. Tabi ki her şeyin başı eğitim!
Ama nasıl eğitim?
Dikkat ettiniz mi ne kadar da sorgusuz sualsiz kabullerin içinde kalmışız. Ya da bizi bu dipsiz kuyuya mı atmışlar? İşte yukarıda kısaca ifade etmeye çabaladığım bir eleştiri kültürü hususu bence milletimizin önemli sorunlarından birisidir. Bu sebeple bende bir eleştiri kültürümüz var mı sorusunu dikkate alarak insanlık için küçük benim için derinlikli olan bir yazı dizisine başlıyorum. Ya da başlama niyetindeyim. Belki devamı gelir belki de gelmez. Burada yapmaya amaç edindiğim şey toplumdan izler taşıyan felsefi ve sosyolojik analizleri içeren siyaset, sanat, spor, hukuk, yaşama kültürü ve benzeri birçok konu üzerine soruşturma yapmaktadır. Eee ne demişti üstad Sokrates: SORGULANMAMIŞ HAYAT YAŞANMAYA DEĞMEZ!..
Uzun zamandır üzerinde düşündüğüm bir takım çevrelerimde dile getirdiğim mesele şu: Millet olarak bizim bir eleştiri kültürümüz var mı? Nedir eleştirmek veya eleştiri kültürü... İşte böyle bir takım soruları temel alan bir soruşturmalar yumağı. Yani en azından üzerinde durup kafa yormaya çalışacağız. Belki de kimse okumayacak! Zaten okuyan bir toplum olsak bu halde mi oluruz dediğinizi duyar gibiyim ama önemli değil hani şu klasik karınca örneği varya... İşte bizim bütün meselemiz de o karınca misalinden mütevellit. Bu yazı dizisiyle toplumsal durumlarımıza eleştirel bir bakış bir yöneliş amacında olacağız. Bugün herkesin sahip olmasıyla ülkenin gelişeceğini düşündüğümüz bir eleştiri kültürümüze farklı alanlar çerçevesinde değerlendirme girişiminde bulunacağız…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Alper Çelik
(07.05.2025 00:45 - #700)
Güzel yazmışsınız hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.