Hayat hikâyelerden ibarettir. Hikâyeler biriktikçe yaşam güzelleşir ve anlamlı bir gerçekliğe dönüşür. Özel günler ise yaşadığımız süre boyunca bu özel günlerin üzerine düşünüp değerlendirilmesi gerektiğini gösteren zamanlardan oluşmaktadır.
Düşünce yani Felsefe ise bu gerçekliğe anlam katan önemli bir olgudur. Akletmek Aristoteles'in de dediği gibi insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliğidir. Kasım ayı takvimlerde iki özel günü göstermektedir: Dünya Felsefe Günü ve Öğretmenler Günü. Bir yanda düşüncenin, sorgulamanın ve hakikati arama tutkusunun bayramı; diğer yanda bilgiyi yeni nesillere taşıyan, zihnin tohumlarını geleceğin tarlasına eken öğretmenlerin günü… Aslında bu iki gün, aynı kaynaktan beslenen iki büyük değerin kutlanışı gibidir: aklın ışığı ve insanı insan yapan terbiye.
Felsefe: Karanlıkta Bir Işık Yakma Cesareti yada Akletme Cesaretini Gösterme Gücü
UNESCO'nun ilanıyla her yıl Kasım ayında kutlanan Dünya Felsefe Günü, bize insanlığın en eski ama en canlı sorusunu yeniden hatırlatır: “Neden, Nasıl, Ne için?” Düşünen insan nedenleri sorgulamadan yol almayan bir varlıktır. Yani Karl Jaspers'in “Felsefe yapmak, yolda olmaktır” sözü felsefeyi anlamlı bir şekilde izah ediyor. İşte felsefe, bu sorgulayışın genel adıdır. Sadece teorilerin değil; adaletin, özgürlüğün, ahlâkın, bilginin ve insan onurunun peşinde azimli bir yürüyüştür. Bugün dünyada hız, tüketim ve yüzeysellik öne çıkarken felsefe, yavaşlamayı; düşünerek yaşamayı ve zihnimizi arındırmayı öğretir. Modern dünyanın insana sunduğu hazırcılık yaklaşımını redderek insanlığın gerçekten ihtiyacı olan güzelliklerin peşinden koşmak gerektiğini gösterir.
Toplumların krizlerden çıkmasında, bilimin ilerlemesinde, demokrasinin sağlamlaşmasında hep o görünmez kılavuz vardır: düşünme cesareti. Öncelikle araştırmayı ve sorgulamayı seven herkesin 2025 Dünya Felsefe Günü kutlu olsun. Umarım düşüncenin farkının fark edildiği yeni bir döneme gireriz. Gerçek olana doğru adımlarımız yönelir. Her yıl farklı etkinliklerle kutlanan bu farkındalık günü savaşların yıkımların olduğu dünyamızda insanların düşünceye daha fazla ihtiyacının olduğunu artan etkilerle göstermektedir. Biz de Dünya Felsefe Günü etkinlikleri kapsamımızda okulumuzda felsefi düşüncenin önemi ve değeri hakkında güzel bir programa ev sahipliği yaptık. Mardin Artuklu Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Sedat Bingöl hoca bizimle birlikteydi. Günün anlamı ve hocanın yaklaşımları çabalarının boşuna olmadığını gösterir nitelikteydi. Aynı zamanda her sahada olan felsefe ihtiyacı, düşüncenin güzelliğini fark etme hareketi öğrenciler içinde fazlaca gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Zahmetler, koşuşturmalar bir yana öğrencilerimizin felsefeye olan merakları, ilgileri, soru sormanın güzelliğini hissetmiş olmaları benim gibi düşünce yolunu seven biri için her şeye değerdi.
Gözlerinde felsefeye yönelik oluşan farkındalık aslında her insanın ihtiyaç duyduğu gibi öğrencilerin de düşünceyle tanışınca sevdiği güzel bir etkinliğe dönüştü. Hocanın konuşmasının bitmemesini ve bir soru daha sorabilmenin heyecanını yaşadılar. Hatta öğle yemeği yemek yerine hocayı daha fazla dinlemek ve bir kaç soru daha sorabilme gayretindeydiler. Ne mutlu ki hoş sadâ bıraktık. O klasikleşen üstad Sokrates'in sözünü unutmamamız gerektiğini bir kez daha hissettik.
Unutmayalım ki: SORGULAMAMIŞ HAYAT YAŞAMAYA DEĞMEZ.
• Öğretmen: Düşüncenin Bahçıvanı
Hayatın ve felsefenin ışığını insanın ruhuna taşıyanlar ise öğretmenlerdir. Sadece derse girip çıkan veya ayın belli zamanlarında devletten parasını alan bir memurdan çok daha fazlasıdır. Bir öğretmen, sadece bilgi aktaran değil; bir öğrencinin zihninde ilk kez “neden?” diye sorulmasını sağlayan kişidir. Hepimiz öğretmenlerimizin bizlere aşıladığı bilgelik yolunu ve karakter kazandırma çabasına şahit olduk. Öğretmenler, merakı uyandırır, kalıpları kırar, bir çocuğun dünyayı anlamlandırma tarzını incelikle şekillendirir. Var olanlarla yetindirmek yerine daha güzeline doğru yol almamıza katkı sunar. Araştıran, sorgulayan iyi bir öğretmene denk gelmek hayattaki en güzel şanslardan birisidir. Bugün ise hatırlamamız gereken gerçek şudur: Felsefe düşüncenin tohumuysa, öğretmen o tohumu filizlendiren ustadır. Ustaların ve felsefenin varlığı hayatımıza anlam katar. Bir öğrencinin ufkunu genişleten her yaklaşım, özgüven aşılayan her destek cümlesi, öğrencilerin yolunu bulmasına yardım eden her rehberlik…
Aslında bir toplumun geleceğine atılmış imzalardır. Bütün öğretmenlerimizin de bu bakış açısıyla öğrencilerine yaklaşması elzemdir. Dünyamızın güzelleşebilmesi, gençlerin yaşama sundukları önemli katkılarla dönüşümün gerçekleşmesi mümkündür.
• İki Gün, Tek Amaç: İnsanı Yüceltmek
Dünya Felsefe Günü ve Öğretmenler Günü, yalnızca belirli tarihlerde kutlama günleri değil; insanın kendini hatırladığı anlamlı günlerdir. Çünkü insan, düşünerek, öğrenerek ve öğreterek büyür. Bilginin ve erdemin nesiller arasında aktarılmasını sağlayan bu iki büyük güç, toplumların çürümesini engelleyen en sağlam temellerden birisidir. Önemli bir husus vardır ki düşünmeyen, sorgulamayan zihinlerin işgalcisi çok olur. Bugün bize düşen, hem filozofların hem öğretmenlerin açtığı yollara daha dikkatli bakmak; sorgulamayı, düşünmeyi ve bilginin izinde sabırla yürümeyi yeniden hatırlamaktır. Çünkü hatırlamak hakiki olana bir yönelimdir. Unutulmamalıdır ki bir filozofun düşüncesi dünyayı değiştirirken; bir öğretmenin sözü ise öğrencilerin dünyasını değiştirecek yetkinliktedir. Bu iki anlayışın birleştiği yerde, insanlığın gerçek umudu yeşerecektir. Geçmişten bu güne başta ailem ve üzerimde emeği olan kıymetli öğretmenlerimi saygıyla anıyorum. Unutulmamalıdır ki dünyayı güzelleştirecek olan ailenin ve öğretmenlerin üzerimizde bıraktığı güzel izlerden ibarettir.
Dünya Felsefe Günü'nü ve tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü gönülden kutlarım. Bugünü sadece bir takvim notu değil, düşünmenin ve eğitmenin değerine dair sessiz bir teşekkür olarak kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Umuyorum ki bu sessiz çırpınışlar bir gün kıymet görüp hak ettiği gerçek değeri görecek, dünyamız daha yaşanılır bir dünyaya dönüşecektir.
