Kurban Bayramı yaklaşıyor. On gün sonra ikinci dini bayramı kutlamaya hazırlanıyoruz. Ve artık neredeyse resmileşti sayılır, bayramlar tatil demek oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse bayramları çalışanlar tatil olarak görüyor. Bunun içinde çoğu kesim de başka zaman tatil yapamadıkları gerekçesi ile bayramın yani tatilin gelmesini iple çekiyorlar. Bayramın maneviyatından çok tatil yapmak, gezip eğlenmek, yiyip içmek ön plana çıkıyor.
Son yıllarda bayram tatillerine 2-3 gün ilave edilerek bu sürenin 9 güne kadar çıkarılması alışkanlık haline geldi. Ne yazık ki bu konuda sadece resmi kurumlarda çalışanlar işin kaymağını yiyorlar. Esnaflar, işçiler, özel banka, kuruluş gibi kurumda çalışanlar aynı tempoda işlerine devam ediyorlar. Ama millete sorduğunuzda “9 gün bayram tatili var”!...
Yaklaşan Kurban Bayramı tatilini uzatmak için bazıları olanca gücüyle yükleniyor. Mesela Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olup olmayacağına ilişkin soruya cevap verdi.
Ersoy, "Sektörün de isteği bu, biz her zaman isteriz ama tek karar verici biz değiliz" dedi. Yani tatilin uzaması için gerekli yerlere bir bakıma mesajını gönderdi.
Elbette onun açısından bakarsanız haklı. Zira tatili zamanının çok olması, turizm açısından avantajlı bir durum. Yani tatil ne kadar fazla olursa insanlar o kadar çok tatil yapacaklar ve turizm sektörü parlayacak.
Peki genel görüş olarak bakarsak görüntü nedir?
Bu konuda insanların genelinin görüşü; ülkemizde zaten yeterinden fazla tatil yapılıyor. Çalışma sektöründeki süreler hariç resmi kurumlar, okullar, sağlık ocakları, hastaneler yeterince tatil yapmıyorlar mı?
Ülkemizde en kötü durumda olan eğitim ve sağlık sektörünü şöyle bir gözünüzün önüne getirsenize. Şimdi piyangodan önümüzdeki bayram için bir uzatma yapılsa, tatili 9 güne çıkarsalar hastanelerde durum ne hale gelir. Alınamayan randevular katmerlenir. Çoluk çocuk ameliyat günü alan insanların planları alt üst olur. Uzayan tatil sebebiyle ulaşımda aksamalar olur. Bankalara ödemeleri olanlar veya tahsilatı olanlar mağdur olur. Mutlaka bu ve buna benzer olumsuzluklar yaşanır.
Diğer taraftan baktığımızda bizde zaten dini ve milli bayramlar nedeniyle çok fazla tatil yaşanıyor. Yani şöyle basit şekliyle bir araştırma yapalım. Ülkemizdeki okullarda yılda ortalama 180 gün eğitim veriliyor. Oysa bu rakam Avrupa ülkelerinde 200 güne ulaşıyor. Japonya’da ise bu rakam 210 günlere çıkıyor. Ama asıl çalışması gereken, gelişmekte olan bizim ülkemizde 180 gün bize çok geliyor.
İYİ Partili Turhan Çömez’den de tatilin uzatılmasına sert bir tepki var. Bakınız ne diyor:
“Erdoğan, ‘Fermanımdır’ dedi, bayram tatili son anda 9 gün oldu. 3 günlük plansız tatil nedeniyle sadece muayene randevusu iptal edilen hasta sayısı 10 milyonun üzerinde. Maliyet milyarlarca lira, getirdiği riskler ise sayısız.”
“Ramazan Bayramı tatilini bir fermanla 9 güne çıkarttınız. Maliyeti kaç milyar TL, hesap ettiniz mi” diye sordum, cevap veremediniz. Hiç olmazsa yaklaşan Kurban Bayramı’nda aynı hatayı, aynı plansızlığı yapmayın.
Ertelenmiş milyonlarca muayene, yüz binlerce tedavi, on binlerce ameliyat randevusu! Son anda plansızca 10 günlük tatil ilan ederseniz, sadece sağlık sistemine bile faturası çok ağır olacaktır! Yapmayın”. diye seslendi.
Ben de aynı görüşteyim. Bu konuda ne yapılırsa yapılsın, isterse tatili bir aya çıkarsınlar parası olana zaten her gün tatil ama dar gelirliler ancak yattıklarında rüyalarında görebiliyor tatili. Kim istemez uzun uzun, gezip dolaşarak tatil yapmak. Ama herkes için farklı düşünce mevcut ; “Sizin İşiniz Tatil, Bizim Gücümüz Çalışmak!”...